Examples of using "Persönlichkeit" in a sentence and their turkish translations:
Onun güçlü bir kişiliği vardır.
O bir çift kişiliğe sahiptir.
- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
Onun harika bir kişiliği var.
İtaakatkâr bir kişiliği var.
Tom'un çift kişiliği var.
O, harika bir kişiliğe sahiptir.
Çok güçlü bir kişiliği vardır.
Her kedinin kendi kişiliği var.
Tom çok önemli bir kişi olmalı.
Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler
Neler oluyor bana böyle? Benliğimi mi kaybediyorum?
Sen yaratıcı, sanatsal ve oldukça romantik bir kişiliğe sahipsin.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
Şu anda sanki kişilkiği değişiyor.
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
Tom'un güçlü bir kişiliği var.
Ben onun kişiliğini seviyorum, ama onu çekici bulmuyorum.
Kişiliğimle ilgili bilmediğin çok şey var.
Kişilik ve kan grubu arasında bir bağlantı bilimsel olarak kanıtlanmadı.
Tom'un büyük bir adam olduğunu düşünmüyorum.
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.