Translation of "Skifahren" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Skifahren" in a sentence and their turkish translations:

Tom liebt Skifahren.

- Tom kayak sever.
- Tom kayak yapmayı sever.

Tom war Skifahren.

Tom kayak yapıyordu.

Tom liebte Skifahren.

Tom kayak yapmayı severdi.

Mein Lieblingssport ist Skifahren.

Benim en sevdiğim spor kayaktır.

Er ist Skifahren gegangen.

Kayak yapmaya gitti.

Tom ist Skifahren gegangen.

Tom kayak yapmaya gitti.

Sie ist Skifahren gegangen.

Kayak yapmaya gitti.

Sie kann Skifahren und Schlittschuhlaufen.

O hem kayak hem paten yapabilir.

Skifahren im Neuschnee macht großen Spaß.

Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.

Ich fahre zum Skifahren nach Hokkaidō.

Hokkaido'da kayak yapmaya gideceğim.

Wo ist das Skifahren erfunden worden?

Kayak nerede icat edildi?

Ich will zum Skifahren nach Hokkaidō.

Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

Was ist einfacher, Skifahren oder Schlittschuhlaufen?

Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

- Tom brach sich beim Skifahren das Bein.
- Tom hat sich beim Skifahren das Bein gebrochen.

Tom kayak yaparken bacağını kırdı.

Sie bat Robert, ihr das Skifahren beizubringen.

O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.

Ich hab mir beim Skifahren das Bein gebrochen.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Letzten Winter fuhr ich zum Skifahren nach Kanada.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

Wir sind zum Skifahren in die Berge gefahren.

Kaymak için dağlara gittik.

Beim Skifahren habe ich mir mein Bein gebrochen.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Meine kleine Schwester bat mich, ihr Skifahren beizubringen.

Küçük kız kardeşim ona nasıl kayak yapacağını öğretmemi istedi.

Wie oft gehst du im Jahr zum Skifahren?

Yılda kaç kez kayak yapmaya gidersin?

- Ski ist mein Lieblingssport.
- Skifahren ist mein Lieblingssport.

Kayak benim en sevdiğim spor.

Letzten Winter bin ich zum Skifahren nach Zao gefahren.

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

Meine kleine Schwester bat mich, ihr das Skifahren beizubringen.

Kız kardeşim ona nasıl kayılacağını öğretmemi istedi.

Tom und Maria fuhren zum Skifahren in die Alpen.

Tom ve Mary, Alplere kayak kaymaya gittiler.

War es Tom, der dir das Skifahren beigebracht hat?

Tom sana nasıl kayak yapılacağını öğreten kişi miydi?

Er ist beim Skifahren hingefallen und hat sich den Arm gebrochen.

- Kayak yaparken düşüp kolunu kırdı.
- Kayak yaparken düştü ve kolunu kırdı.

Er ist der letzte Mensch, mit dem ich Skifahren gehen wollte.

O, birlikte kayak yapmaya gitmek istediğim son kişidir.

„Was ist mit deinem Bein passiert?“ „Ich bin beim Skifahren gestürzt.“

"Bacağına ne oldu?" "Kayak yapıyordum ve düştüm."

Toms Vater nimmt Tom und mich zum Skifahren am kommenden Wochenende.

Tom'un babası gelecek hafta sonu Tom'u ve beni kayak yapmaya götürüyor.

Er kann überhaupt nicht schwimmen, aber beim Skifahren ist er der Beste.

O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.

- Ich möchte mit Tom Skifahren gehen.
- Ich möchte mit Tom Skilaufen gehen.

Tom'la kayak yapmaya gitmek istiyorum.

Ich freue mich, dass du am Skifahren Spaß hast, aber es ist wohl einfach nicht mein Ding.

Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil.

Leider habe ich mir das Bein gebrochen, so dass ich an diesem Wochenende nicht mit dir zum Skifahren fahren kann.

Ne yazık ki, bacağımı kırdım, bu yüzden bu hafta sonu sizinle kayak yapmaya gidemem.

- Was machst du lieber, Ski fahren oder Schlittschuh laufen?
- Ist euch Skifahren oder Schlittschuhlaufen lieber?
- Bevorzugen Sie es, Ski zu fahren oder Schlittschuh zu laufen?

Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?