Translation of "Sam" in Turkish

Sam, tu's nicht!

Sam, yapma!

Sam, was machst du gerade?

Sam, ne yapıyorsun?

Sam ist ein Philosoph, nicht wahr?

Sam bir filozoftur, değil mi?

Trotz aller Fehler ist Sam sehr liebenswert.

Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.

Sam hilft jedem, der ihn darum bittet.

Sam yardım isteyen herkese yardım eder.

Sam ist zwei Jahre jünger als Tom.

Sam Tom'dan iki yaş küçük.

- Sam hat es in die Basketballmannschaft der Schule geschafft.
- Sam hat es ins Basketballteam der Schule geschafft.

Sam, okul basketbol takımına girebildi.

Wendy, ich möchte dir meinen Bruder Sam vorstellen.

Wendy, ben kardeşim Sam ile tanışmanı istiyorum.

Sam hat es in die Basketballmannschaft der Schule geschafft.

Sam okulun basketbol takımına girebildi.

Sam versprach, das Geld bis Ende des Monats zu bezahlen.

Sam ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.

Wenn Sam früher wach geworden wäre, hätte er den Bus nicht verpasst.

Eğer Sam daha erken kalksaydı otobüsü kaçırmazdı.

Sie fragte sich, wo Sam steckte und was er wohl gerade tat.

Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.