Examples of using "Sagtest" in a sentence and their turkish translations:
Ne diyordun?
Söylediklerine hiç kimse inanmadı.
Adının Tom olduğunu söyledin mi?
Onu sevdiğini söyledin.
Mutlu olduğunu söylemiştin.
Bunun önemli olduğunu söyledin.
Bunlara ne denildiğini söyledin?
Benim bir yalancı olduğumu söyledin.
Tom'un aptal olduğunu söylediğini düşündüm.
Adının Tom olduğunu söyledin, değil mi?
Sen, öğretmen olmak istediğini söyledin.
Tom'un senin arkadaşın olduğunu söyledin mi?
Yarın çalışacağını söyledin.
Sen piyanoyu çalabildiğini söyledin.
Tom'un meşgul olduğunu söyledin.
Bunun asla olmayacağını söyledin.
Bana buraya gelmemi söyledin.
Evet dedin mi?
Burada güvende olacağımı söyledin.
Tom'un kaç yaşında olduğunu söyledin?
Sen bana bir prenses olduğumu söylemiştin.
Onun adının Tom olduğunu söyledin, değil mi?
Her zaman bir öğretmen olmak istediğini söyledin.
Onu sevdiğini söyledin?
O, senin daha önce söylediğin değil.
Sen bana bugün burada olmayacağını söyledin.
O olduğunu söylediğin şekilde olmadı.
Yeni arkadaşlar edinmek istediğini söyledin.
Sen bana anlatana kadar hiç fikrim yoktu.
Sen her zaman senin Boston'da yaşamak istediğini söyledin.
Tom'la konuşmayacağını söyledin.
Tom ve Mary'nin evli olduklarını söylediğini sanıyordum.
Eskiden Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.
Niçin bir şey söylemedin?
Her zaman yanımda olacağını söylemiştin.
30 mu dedin?
Sen Mary'nin bir uçuş görevlisi olduğunu söyledin.
Bana onu nasıl yapacağını bildiğini söyledin.
Tom'a valizlerini nereye koymasını söyledin?
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
Günlüğümde yazdıklarımı ona anlatmadın.
Üç tane olduğunu söyledin ama ben sadece iki tane bulabildim.
Dün sen bana bugün geç kalmayacağını söylemedin mi?
Ona üç gün önce işi bitirmiş olduğunu söyledin.
Onun sığır olduğunu söyledin. Ancak, sanırım o domuz.
Özür dilerim, bir şey mi söyledin?
Keşke bu zor durumda bana ne yapmam gerektiğini söylesen.
- Ne dediniz?
- Ne dedin?
Geçen gün şemsiyeni kaybettiğini söyledin. Şu ana kadar onu buldun mu?
Kapıyı çaldığım zaman neden cevap vermedin?
Hazır olduğunu söyledin.
"Öp beni!" "Ne, gerçekten mi? Sen öpüşmek yok demedin mi?"
Sen Fransızca konuşabildiğini söyledin.
Bunun önemli olduğunu söyledin.
Mary'nin güzel olduğunu söyledin ama ben Mary'nin bu kadar güzel olacağını düşünmedim.
Tom'u sevdiğini söyledin.
Önemli haberlerin olduğunu söylemiştin.
Tom'un meşgul olmadığını söyledin.
Sen otuz yaşında olduğunu söyledin ve ben sana inandım.
Rahatsız edilmek istemediğini söylediğini sanıyordum.
Bunun bulaşıcı olmadığını söylediğini düşündüm.
Sen her zaman Fransızca öğrenmek istediğini söyledin.
Sen Tom'un aç olmadığını söyledin.
Yaptığını söylediğin gibi doğruca eve gittiysen, nasıl oldu da ben senin arabanı barın dışında park edilmiş gördüm?
İlgilenmediğini söylediğini düşündüm.
Beni asla yalnız bırakmayacağını söyledin.
Bunun bir acil durum olduğunu söyledin, bu yüzden hemen geldim.
Neredeyse tüm arkadaşlarınız Kanadalı olduğunu söylediniz.
Polis cinayet gecesinde olduğunu söylediğin yerde seni gördüğünü hatırlayan tek bir kişiyi bulamıyor.
Sadece söylediklerinin çoğu doğru.
Ona söylemememi söylediğin şeyi neredeyse Tom'a söylüyordum.