Translation of "Regelmäßig" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Regelmäßig" in a sentence and their turkish translations:

- Du musst regelmäßig essen.
- Ihr müsst regelmäßig essen.
- Sie müssen regelmäßig essen.
- Man muss regelmäßig essen.

Düzenli olarak yemek zorundasın.

Ich schwimme regelmäßig.

Düzenli şekilde yüzerim.

Nimmst du regelmäßig Medikamente?

Düzenli olarak herhangi bir ilaç alıyor musun?

Ich schreibe regelmäßig Artikel.

Düzenli olarak makale yazıyorum.

Tom spendet regelmäßig Blut.

- Tom düzenli bir kan vericisi.
- Tom düzenli bir kan bağışçısı.

Dein Puls ist regelmäßig.

Nabzın düzenli atıyor.

Meine Periode kommt regelmäßig.

Benim âdet dönemlerim çok düzenlidir.

Ihr müsst regelmäßig essen.

Düzenli yemeniz gerek.

- Nehmen Sie die Arznei regelmäßig ein!
- Nehmen Sie das Medikament regelmäßig ein!
- Nehmen Sie das Heilmittel regelmäßig ein!

İlacınızı düzenli alınız.

- Schüler sollen regelmäßig den Unterricht besuchen.
- Schüler sollten regelmäßig den Unterricht besuchen.

Öğrenciler derslere düzenli olarak katılmalıdırlar.

Und Google aktualisiert dies regelmäßig.

Ve Google belli aralıklar ile bunu yeniliyor.

Ich besuchte regelmäßig meinen Unterricht.

Derslerimi düzenli bir şekilde takip ettim.

Sie hat mich regelmäßig besucht.

Beni düzenli olarak ziyaret etti.

Tom geht regelmäßig zur Kirche.

Tom kiliseye düzenli olarak gider.

Du solltest regelmäßig Klavier üben.

Düzenli olarak piyano çalmalısın.

Japan wird regelmäßig von Erdbeben heimgesucht.

- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.

Sie sollten Ihren Wagen regelmäßig warten.

Arabana düzenli bakım yapmalısın.

Ihre Software benötigt regelmäßig ein Update.

Yazılımınızın düzenli aralıklarla güncellenmesi gerek.

Liest du regelmäßig in der Bibel?

İncil'i düzenli olarak okuyor musun?

Sie müssen ihr Laufwerk regelmäßig defragmentieren.

Sürücüyü düzenli olarak birleştirmeniz gerekiyor.

Die Temperaturen fallen regelmäßig unter -40 °C.

Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.

Tom isst mit seiner Mutter regelmäßig Sushi.

Tom annesiyle birlikte düzenli olarak suşi yer.

Es taucht regelmäßig in einer bestimmten Algoraitma-Reihenfolge auf.

belli bir algoraitma düzeni içerisinde düzenli bir şekilde bizim karşımıza çıkarıyor.

Sechzig Prozent der erwachsenen japanischen Männer trinken regelmäßig Alkohol.

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecek içerler.

Es ist am besten, wenn man regelmäßig zum Zahnarzt geht.

En iyisi düzenli olarak dişçiye gitmektir.

Sie besucht regelmäßig den Zahnarzt, deshalb hat sie selten Zahnschmerzen.

Dişlerinde çok nadir sorunların olmasının nedeni, düzenli bir şekilde dişçiye gitmesidir.

Tritt der Fehler regelmäßig oder sporadisch auf? Ist der Fehler reproduzierbar?

Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?

Wusstest du, dass Männer, die regelmäßig die Pille nehmen, nicht schwanger werden?

Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?

Sprachen sind wie Muskeln. Wenn man sie nicht regelmäßig benutzt, verliert man sie.

Diller kaslar gibidirler. Düzenli olarak kullanmazsanız onları kaybedersiniz.

Wusstest du, dass Männer, welche regelmäßig die Anti-Baby-Pille einnehmen, nicht schwanger werden?

Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan erkeklerin hamile kalmadıklarını biliyor muydun?

Regelmäßig die Hände zu waschen ist ein guter Weg, sich vor Krankheiten zu bewahren.

Ellerinizi düzenli olarak yıkamak kendinizi hastalıklardan korumak için iyi bir yoldur.

Tom hat vor kurzem angefangen, sich rohvegan zu ernähren, und hält regelmäßig Volksreden, wie toll das doch ist.

Tom bu aralar çiğ vegan beslenmeye başlamış. İnsanlara bunun ne kadar süper bir şey olduğu konusunda devamlı atıp tutuyor.

- Tom isst Kuchen.
- Tom isst jetzt Kuchen.
- Tom wird Kuchen essen.
- Tom aß Kuchen.
- Tom wird Kuchen gegessen haben.
- Tom hat Kuchen gegessen.
- Tom isst regelmäßig Kuchen.

Şimdi Tom pasta yiyor.

- Ich bin regelmäßig in einem Restaurant in der Nähe. Lasst uns dort heute zu Mittag essen.
- Ich bin Stammgast in einem Gasthaus hier in der Gegend. Lass uns doch heute dort zu Mittag essen.

Bu çevredeki bir restoranda devamlı müşteriyim. Bugün orada öğle yemeği yiyelim.