Translation of "Hing" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Hing" in a sentence and their turkish translations:

Das Bild hing verkehrt herum.

Resim baş aşağı asılı idi.

Fell! Es hing an diesem Ast.

Tüy! Şuradaki dala takılmış.

Eine Lampe hing über dem Tisch.

Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.

An der Wand hing ein Busfahrplan.

Duvarda bir otobüs tarifesi vardı.

Über dem Tisch hing ein Kronleuchter.

Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.

Sie hing die Wäsche auf die Leine.

- Çamaşırları ipe serdi.
- Çamaşırları ipe astı.

Tom hing den Schmuck an den Weihnachtsbaum.

Tom süsleri Noel ağacına astı.

Angeschlossen an Maschinen, an denen sein Leben hing.

parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.

Tom hing während des WM-Finales vor dem Fernseher.

Tom Dünya Kupası finali sırasında TV'sine yapıştı.

Tom hing sehr an den Golfschlägern, die ihm sein Vater gegeben hatte.

Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.

Das Haus war so alt, dass darin noch ein Kalender von 1956 hing.

Ev o kadar eskiydi ki, içinde hâlâ 1956 yılının takvimini muhafaza ediyordu.

Tom und Maria sahen sich in dem Spiegel, der an der Wand hing.

Tom ve Mary duvarda asılı aynada kendilerini gördüler.

Es hing ein Transparent an der Wand, auf dem „Herzlichen Glückwunsch zum Geburtstag“ stand.

Duvarda "doğum günün kutlu olsun" diyen bir pankart vardı.

, das Bodvar Bjarke am Morgen des letzten Standes von Hing Hrolf singen soll , über den wir

önce tartıştığımız Hing Hrolf'un son standının sabahında Bodvar Bjarke tarafından söylenmesi