Examples of using "Gelaufen" in a sentence and their turkish translations:
Olur böyle şeyler.
Tom yürürdü.
Virüs gelince nasılda koşarak kaçtılar öyle
Çok yürüdük.
Kimse koşmadı.
"Nasıl geçti?" "İyi."
- Sunum nasıl gitti?
- Sunum nasıl geçti?
Ben yaklaşık bir mil yürüdüm.
Şimdiye kadar her şey yolunda gidiyor.
- Sabahtan beri yürüyorum.
- Bütün gündür yürüyorum.
"Nasıl gitti?" "Fena değil."
Her şey onun için yanlış gitti.
- Hiç kayak yapmıyordum.
- Hiç kayak yapmadım.
Onlar parkta çıplak koştu.
- O, ofisine yürürdü.
- Ofisine yürüyerek giderdi.
Köpek masanın altına gitti.
Her şey iyi gitti mi?
Onun gerçekten iyi gittiğini düşünüyorum.
Kışın sık sık kayak yapmaya gittik.
Biz yüz metre koştuk.
Birkaç gün önce Tom'a rastladım.
Biz o gün on mil yürüdük.
Ben sahada dolaştım.
İşlerin çok iyi gitmesine sevindim.
Tom ve diğerleri binanın dışına koştu.
Sınav bitti mi? Nasıl geçti?
Sınav nasıl geçti?
Röportajın nasıl gitti?
Senin canını sıkan nedir?
Biz ileri geri koşuyorduk.
Bu sabah eski bir arkadaşıma rastladım.
İşlerin nasıl yürüdüğünden hâlâ memnun değilim.
Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.
Ayağımı kırdığımdan beri koltuk değnekleriyle yürüyorum.
Bir çocuk koşarak bana doğru geldi.
O, Shinjuku'ya kadar yürüdü.
Hiç Tom'la kayak yapmaya gittin mi?
Bir saat yürüdükten sonra dinlenmek için durduk.
Sadece biraz daha hızlı koşabilseydin yarışı kazanabilirdin.
O, tamamen bitti.
Geçen gün şehirde eski bir erkek arkadaşımla karşılaştım.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
Karanlıktan korktuğu için annesinin yanına koşarak gitti ve ona sarıldı.
Fare yatağın altına kaçtı.
Umarım her şey iyi gitti.