Examples of using "Gegenteil" in a sentence and their turkish translations:
- O tersini yaptı.
- Aksini yaptı.
Tersini demek istedim.
Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.
Ben tam tersini savunuyorum.
Tam zıddını yapalım.
Tersi doğrudur.
Tam tersi doğru.
Hızlı, yavaşın zıddıdır.
Uyanmak, uykuya dalmanın zıt anlamlısıdır.
- Uygunsuzun karşıt anlamlısı uygundur.
- Uygunsuzun zıt anlamlısı uygundur.
Kolayın zıddı zordur.
Barışın karşıtı savaştır.
"Bilinen" "bilinmeyen"in karşıtıdır.
Bu tam aksine bir Şaman adetidir
Karşıt kanıtım yok.
Bana tam tersini söyledi!
Benzerliğin tersi farklılıkdır.
Tom bana tam tersini söylemişti.
Zengin olmak, yoksul olmanın karşıtıdır.
Aksine, ben asla böyle bir şey söylemedim.
Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.
ve bize kadınsılığın, erkeksiliğin zıttı olduğu öğretildiği için
"Bitirdin mi?" "Aksine, yeni başlıyorum."
Onlar bunu yapmıyorlar, net olarak tam tersini yapıyorlar.
Bu, benim beklediğimin tersi.
"Hazır mısın?" "Tam tersine, ben henüz başlamadım bile."
Tom yapması istenen şeyin tam tersini yaptı.
Akıllı insanlar aptalmış gibi davranabilir. Tersi daha zordur.
Tom'un tepkisi Mary'nin beklediği şeyin tersiydi.
Aksine çocuklarınızı sizden daha çok düşünüyoruz
"Bitirdin mi?" "Aksine. Başlamadım bile."
"Bitirdin mi?" "Tam tersine, henüz başlamadım bile."
Deliller olayın tam tersi olduğuna işaret ediyor.
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
Bu, karantinanın tam tersi.
O, istediğimin tersini yaptı.
O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir.
Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı
Yer çekimi ve uzaklık ile orantılıysa biz ekvator bölgesinden dünyanın tersine doğru ışık hızıyla ilerlersek
Aşk elmas gibidir. Hiçbir zaman değerini kaybetmez. Bilakis, zaman ilerledikçe değeri artar.
Ölüm yaşamın zıddı değildir: biz ölümümüzü ölerek geçirmezken hayatımızı yaşayarak geçiririz.
Duygularını açıkça ifade eden insanlar ne aptal ne saftırlar. Aksine, onlar maskeye ihtiyaç duymacak kadar güçlüdürler.