Examples of using "Brown" in a sentence and their turkish translations:
Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Bir ihtimal Profesör Brown'ı biliyor musunuz?
Bir doktor Bay Brown muayene etti.
- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Bay Brown öğretmen mi?
Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.
Bay Brown gözlüğünü arıyor.
- Bay Brown'ı biliyor musun?
- Bay Brown'ı tanıyor musunuz?
Bay Brown mali danışmanımızdır.
Bay Brown'ı tanımıyor musun?
Bay Brown üst sınıfa aittir.
Bay Brown ile konuşabilir miyim?
Onu Bay Brown zannettim.
Seni Bay Brown ile tanıştırayım.
Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.
Seni Bay Brown'a takdim edeyim.
O, Brown'ı asılmaya mahkûm etti.
Brown'ın evlendiği kız bir hemşire.
- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o Bay Brown'dur.
- Bence o Bay Brown.
- Sanırım o Bay Brown.
Saldırganlar John Brown tarafından yönlendirilmiştir.
"Noeli anlamıyorum," dedi Charlie Brown.
Banktaki kadın Bayan Brown.
Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.
Bay Brown, 15 Mayıs'ta İngiltere'ye gitti.
Benim fikrim, Bay Brown'la konuşmamız gerektiğidir.
Bay Brown bir doktordur.
John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.
Dün karşılaştığın adam Bay Brown'dı.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
Bayan Brown Beth'i eğer makul şekilde yemezse her zaman çok ağır olacağı konusunda uyardı.