Examples of using "Erleben" in a sentence and their turkish translations:
ana gelmekle alakalıdır.
Başka sürprizler istemiyorum.
ısınan okyanus sebebiyle güçlenen tayfunları, kasırgaları
Eşim, biricik hayat arkadaşım Lucía Topolansky.
başarısızlıkla gelen hayal kırıklığını yaşamazlar.
Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz
Bunu yaşamak istemiyorsanız lütfen duyarlı olalım lütfen
Her gün güzelliği yaşamak için sanatçı olmana gerek yok.
Bunu deneyimleyen sadece ben ve arkadaşlarım değil.
Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.
Çok az insan bir asırdan fazla yaşar, ama çoğu iki asır görür.
Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.
dünyada yaşayan insanlara göre saniyenin binde ikisi kadar zaman farklılığı yaşarlar
Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.
Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum.
Kar yağıyor. Bu kışın ilk karını sonbaharımızda yaşıyoruz. İşimiz, iş desenize.
İnsan mucizeleri ancak yüreğini ve gözlerini ona açık tutmaya hazır olduğunda yaşayabilir.
Belki bir sonraki sonbaharda biz Amerika Birleşik Devletleri tarihinde en çirkin ve en utanç verici başkanlık yarışmasını göreceğiz.