Examples of using "Professor" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir profesörsün.
Profesör gülümsedi.
Ben bir profesörüm.
Tom bir profesör.
Erkek kardeşim bir profesör.
Bir ihtimal Profesör Brown'ı biliyor musunuz?
Profesör sırıttı.
Öğretmen, Çekçe öğretiyor.
Ben üniversite profesörüyüm, ...
Bir ihtimal Prof. Lopez'i biliyor musunuz?
Fiyakacı profesör kendini beğenmişlikle doluydu.
Ama bu imkansız, Bay Profesör.
Öğretmen sözünü tutmadı.
Ben bir öğretmenim.
Benim profesör kamu için yazılan bilim kitaplarını küçümsüyor.
Bizim profesör gelecek haftaya kadar sınavı erteledi.
İstanbul depremini bilen profesör
Profesör sonunda problemi çözdü.
- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.
Profesör çağdaş edebiyata aşinadır.
- Cambridge Üniversitesi'nde hocaydı.
- Cambridge Üniversitesi'nde profesördü.
Bu mükemmel bir nokta, Profesör Tom.
Profesör çalışmalarımda beni teşvik etti.
Ben bir profesörüm.
Yarın profesörümüz İngiltere'ye geri gidiyor.
Markku ilahiyat profesörü olarak atandı.
O, ulusal üniversitedeki bir profesör.
Tom bir profesöre benzemiyor.
Profesör Jones, gelecek yıl emekliye ayrılır.
- Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.
13.30'da profesörle görüşeceğim.
- Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.
- Profesör White ilk kitabını geçen yıl yayımladı.
siz televizyonda kendine profesör dedirten
Profesör düşüncelere dalmış görünüyordu.
Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.
Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.
Bu Prof. Oak, deneyin başkanı.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Siz de öğretmeninizin tavsiyesini isteyebilirsiniz.
- Öğretmeninizden tavsiye isteyebilirsiniz.
- Hocanızdan tavsiye isteyebilirsiniz.
Profesör New York'tan bazı yeni kitaplar sipariş etti.
Dr. Hellebrandt bu mükemmel üniversitede yardımcı doçenttir.
- Hocayla 1:30'da randevum var.
- Profesörle 1:30'da randevum var.
Profesör West neredeyse babam yaşında.
Dün gece bir restoranda profesörüme rastladım.
Van depremini önceden tahmin eden profesör
Profesör Tom Shippey, Viking tarihi ve ortaçağ edebiyatı konusunda uzmandır.
O çok geçmeden profesör atandı.
Profesörün İngilizce konuşabilmesini doğal karşıladık.
Profesör kimsenin anlamayacağı kadar hızlı konuştu.
Şans eseri dün gece bir restoranda profesörüme rastladım.
Yardıma ihtiyacınız olursa, Profesör Wilson ile özel bir ders alın.
Onu doktora tezi, ay sonuna kadar profesöre teslim edilmelidir.
Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.
Profesörüm ile konuşmamızda, bu şiir mirasının daha büyük bir saygıyı hak ettiğini anladım.
Öğretmen benim sahip olduğumun üç katı kadar çok kitaba sahip.
Öğretmen sandalyeye oturdu.
Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.