Translation of "Blinde" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Blinde" in a sentence and their turkish translations:

„Ich sehe“, sagte der Blinde.

- "Görüyorum" dedi kör adam.
- "Anlıyorum" dedi kör adam.

Der Blinde verlacht den Lahmen.

Kör adam, topala gülüyor.

An vielen Orten verkaufen blinde Personen Lotterielose.

Pek çok yerde kör kişiler piyango bileti satarlar.

Diese Bibliothek enthält Bücher speziell für blinde Kinder.

Bu kütüphane, özellikle kör çocuklar için kitaplar içerir.

Die Stadtbibliothek hat eine besondere Abteilung für Blinde.

Kent kütüphanesi, kör çocuklar için özel bir bölüme sahiptir.

Die blinde Krankenschwester widmete sich der Pflege der Älteren.

Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.

Blinde glauben nicht an die Liebe auf den ersten Blick.

Körler ilk görüşte aşka inanmazlar.

Der blinde Glaube an die Obrigkeit ist der größte Feind der Wahrheit.

Hükmedene kör olan inanç, gerçeklerin en büyük düṣmanıdır.

- Blinde Menschen lesen durch Berühren, dabei benutzen sie ein System von erhabenen Punkten, das Brailleschrift genannt wird.
- Blinde Menschen lesen durch Berühren, indem sie ein System von erhabenen Punkten namens Brailleschrift benutzen.

Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

Als ich am 27. November abends zu Bett ging, nahm ich meine blinde Katze in den Arm und sagte zu ihr: „Du und ich, wir sind allein auf dieser Welt.“ Doch zwei Tage später ist meine blinde Katze gestorben, und ich bin ganz und gar allein geblieben.

- 27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.
- 27 Kasım akşamı yatmaya gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona "Sen ve ben bu dünyada yalnız kaldık." dedim. Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve ben yapayalnız kaldım.