Examples of using "Blies" in a sentence and their turkish translations:
Sert bir rüzgar esiyordu.
O, mumu söndürdü.
Tom mumu söndürdü.
Tom balonu patlattı.
Karşıdan esen rüzgar yelkenliye karşı patladı.
ve bir takotsubonun şekline bürünmüştü.
O rüzgar son mumumuzu söndürdü.
Adam dumanı onun yüzüne üfledi.
Yüzüne soğuk rüzgar esti.
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
Tom bir düdük çıkardı ve onu üfledi.
Tom derin bir nefes aldı ve mumları üfledi.
Rüzgar şemsiyeyi elinden uçurdu.
Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.
Tom mumları üfleyerek söndürdü.
Polis düdüğünü çaldı ve arabanın durması için bir işaret verdi.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.