Examples of using "Ben" in a sentence and their turkish translations:
Bin Singapurda yaşadı.
Ben senin kız kardeşini sever.
Sen bulaşıkları yıka, Ben.
Bin Singapurda yaşadı.
Avukat Ben'i bekliyordu.
Kim daha ağırdır, Ben mi yoksa Mike mı?
Ben Carl ile bir 100 metre yarışında koştu.
O çocuk Tom mu yoksa Ben mi?
Ben ellerini ceplerine koydu.
MR: Harika, José ve Ben burada
Ben göründüğü kadar genç değil.
Ben, bildiği her şeyi avukata anlatmaya karar verdi.
Ben ve ben iyi geçinmiyoruz. Bizim ortak yönümüz yok.
O, Ben'in suçla ilgisi olduğundan şüphelenmedi.
Ben aksine duyarlı bir adamdır.
Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.