Translation of "Schwamm" in Turkish

Schwamm darüber!

Üstüne bir bardak su iç!

Sie schwamm.

Yüzdü.

Thomas schwamm.

Thomas yüzdü.

Tom schwamm.

Tom yüzdü.

Ich schwamm.

yüzüyordum

Sie schwamm gerade.

O yüzüyordu.

Layla schwamm weiter.

Leyla yüzmeye devam etti.

Tom schwamm weiter.

Tom yüzmeye devam etti.

Layla schwamm einfach weiter.

Leyla sadece yüzmeye devam etti.

Tom schwamm einfach weiter.

Tom sadece yüzmeye devam etti.

Er ist wie ein Schwamm.

Toprağı bir sünger gibi yapar.

Ein Schwamm saugt Wasser auf.

Bir sünger suyu emer.

Tom schwamm über den Fluss.

Tom nehri yüzerek geçti.

Ein Schwamm nimmt Flüssigkeiten auf.

Sünger sıvıları emer.

Ich schwamm gerade im Fluss.

Nehirde yüzüyordum.

Er schwamm über den Fluss.

O, nehir boyunca yüzdü.

- Wer schwamm?
- Wer ist geschwommen?

Kim yüzdü?

- Tom schwamm.
- Tom ist geschwommen.

Tom yüzdü.

Tom schwamm Runden im Pool.

Tom havuzda yüzme turları atıyordu.

Der Schwamm saugt Wasser auf.

Sünger, suyu emer.

Ann schwamm über den Fluss.

Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.

Früher schwamm Tom jeden Nachmittag.

Tom her öğleden sonra yüzerdi.

Sie schwamm über den Fluss.

O, nehri yüzerek geçti.

Sami schwamm zurück ans Ufer.

Sami sahile geri yüzdü.

- Benutzt du einen Schwamm, wenn du badest?
- Benützen Sie beim Baden einen Schwamm?

Banyo olurken sünger kullanıyor musun?

Ich schwamm schnell an die Oberfläche…

Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...

Ein herrliches Schwanenpaar schwamm auf dem See.

Muhteşem bir çift kuğu gölde yüzdü.

Es drehte sich um und schwamm ängstlich davon.

Arkasını dönüp hızlıca kaçtı, çok korktu.

- Die Sache ist vergeben und vergessen.
- Schwamm drüber.

Onu unutalım.

Tom schwamm nicht, weil es zu kalt war.

Hava çok soğuk olduğu için Tom yüzmedi.

Sie schwamm schnell genug, um eine Medaille zu gewinnen.

O bir madalya kazanmaya yetecek kadar hızlı yüzdü.

Sie schwamm bis zur Erschöpfung und kehrte dann zum Haus zurück.

O yorgun düşene kadar yüzdü ve sonra eve döndü.

Als ich ein Kind war, schwamm ich immer in dem Teich dort.

Ben bir çocukken o gölette yüzerdim.

- Als ich jünger war, schwamm ich schneller.
- Ich konnte schneller schwimmen, als ich jünger war.

Gençken daha hızlı yüzebiliyordum.

- Tom schwamm in dem Teich hinter seinem Haus.
- Tom ist in dem Teich hinter seinem Haus geschwommen.

Tom evinin arkasındaki havuzda yüzdü.

Der Hai schwamm am Rande und nahm seinen Geruch wahr. Und ich dachte: "Oh nein, das ist wieder…

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."