Examples of using "Village" in a sentence and their turkish translations:
Onlar aynı köyden geliyorlar.
O bir köy.
Bu küçük bir köy.
Köyüne geri gitmek istedim.
Volkanik patlama köyü tehdit etti.
O, bir köyde yaşıyor.
Köyün elektriği yok.
O, köyde yaşıyor.
Bu antika bir eski köy.
Köyün sizin yardımınıza ihtiyacı var.
Köye çok yaklaştık.
O, köyü terk etmek zorunda kaldı.
- Köyde hiç kimse yoktu.
- Köyde kimse yoktu.
Kilise köyün ortasındadır.
Evim bir köydedir.
O bizim köyden.
Sonunda, köye vardık.
Ben küçük bir köyde yaşarım.
Köydeki herkes tarafından tanınırdı.
Küçük bir balıkçı köyünde yaşıyorum.
Köydeki herkes Lenie'yi tanırdı.
Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.
köyde doktor eksikliğini anlatan
Otobüs her köyde durdu.
- Tom, memleketine geri döndü.
- Tom memleketine geri döndü.
Köydeki herkes onu tanırdı.
O, küçük bir köyde büyüdü.
Kasırga bütün köyü mahvetti.
Bu benim doğduğum köydür.
Tüm köy onları karşılamaya çıktı.
- Köydeki herkes ona hayranlık besler.
- Köydeki herkes ona saygı duyar.
Köyden okumak için ayrıldı.
- Bu küçücük köyde elli tane aile yaşar.
- Bu küçücük köyde elli aile yaşıyor.
Tom ne zaman kasabaya geldi?
Yaşadığım köy çok küçük.
Bu gizemli felaket tüm köyü perişan etti.
Bu onun doğduğu köydür.
Bu köyün nüfusu azalmıştı.
Bu nehir benim köyümden geçer.
O, küçük bir köyde doğdu.
Bütün köy adamın iyi olduğunu bilir.
Köydeki çocuklar bana güldü.
Bu, babamın doğduğu köydür.
Şimdi son hamlemizi yapıp onları köye götürmeliyiz. Hadi.
Bu köy tavuğu güzel oğlandır
Eylem bir dağ köyünde gerçekleşti.
- Doktor köyde herkes tarafından tanınıyor.
- Doktoru köyde herkes bilir.
Köye giderken kayboldu.
Küçük bir köyde hayat sıkıcıdır.
Amcamın köyde bir çiftliği var.
En büyük ağabeyim küçük bir köyde yaşamaktadır.
Köyden uzak bir evde yaşıyor.
Köyde en fazla 20 kişi kaldı.
Bu küçük köyde huzur buldum.
Bu çocukluğumu geçirdiğim köydür.
Bu köyde hiç fabrika yok.
Bu eski köyde hiçbir şey olmaz.
İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
Tom köyün kenarındaki bir evde yaşıyor.
Bu malarya aşılarına ihtiyacı olan Embarra Köyü
Eskiden sadece köyümüze bakmak için kullandığımız bir araçtı.
Köye vardığımızda hava kararmıştı.
Tom küçük bir balıkçı köyünde büyüdü.
Köyün merkezinde bir kaynak var.
Hayalim köyde huzur içinde yaşamaktır.
Yaşadığım şehir çok küçük.
Köy o ağaçların ötesinde.
Köyün doğusunda bir göl var.
bulunan bir köye götürmek.
Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.
ilgili hikâyeler vardı; kente göçlerin Zambiya'daki köylere etkilerinden tutun,
Kyushu'da küçük bir köyde yaşar.
Köyün yakınındaki bir nehirde balık tutmaya gitti.
O, köydeki herkes tarafından sevildi.
Köy bir köprü ile şehrimize bağlanıyor.
Bu köydeki insanlar hala eski geleneklerini sürdürüyor.
Bir köyle bir şehir arasındaki fark nedir?
Hava kararmadan önce köye ulaştım.
Köyden gelen en son haberleri sana birazdan söyleyeceğim.
O eski köyde asla hiçbir şey olmaz.
Onun köyü sadece sınırın üzerinde.
Bu köyde hava kirliliği yok.
Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.
Biraz zaman geçirdim, yolları olan küçük bir köy inşa ettim
Aradığımız Embarra Köyü 43 kilometre batıda,
köydeki insanların aslında doktora ne kadar muhtaç olduğu
Bu köyün insanları doğayla uyum içinde yaşarlar.
Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.
Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler.