Examples of using "Vérifier" in a sentence and their turkish translations:
Ben kontrol etmek istiyorum.
Kontrol etmeye gideceğim.
Öğrenmeye git.
Herhangi biri onu doğrulayabilir mi?
Onu doğrulayayım.
Giriş yapacağım.
Tansiyonunuzu kontrol etmek istiyorum.
Biletini kontrol edeyim.
Lastikleri kontrol eder misin?
- Cüzdanımı kontrol edeyim.
- Cüzdanımı kontrol etmeme izin ver.
Ateşinizi ölçmem gerekiyor.
Ateşinize bakabilir miyim?
Şekerinizi ölçebilir miyim?
Bilmiyorum. Dur da bakayım.
ve sen de bunu ararsın.
- Onu doğrulayabilir misiniz?
- Onu kanıtlayabilir misiniz.
Biri bunu kontrol edebilir mi?
Bunu kontrol etmek istiyorum.
Kontrol etmeliyiz.
Sadece kontrol edeceğim.
Onu kanıtlayabilirim.
Tom onu doğrulamalı.
Programı kontrol edeyim.
Sadece e postamı kontrol etmek istedim.
Bir kontrol edeyim.
Bunu kontrol etsen iyi olur.
Onu kontrol etsen iyi olur.
Bunu benim için kontrol edebilir miydiniz?
Tansiyonunuza bakmam gerekiyor.
Tansiyonunuzu ölçebilir miyim?
Bir şeyi kontrol etmek istiyorum.
Bir şeyi kontrol etmem gerekiyor.
Programımı kontrol etmem gerek.
El kitabına bakayım.
Bunu doğrulamak zorunda kalacağız.
Tom bunu doğrulamak zorunda kalacak.
Lastik basıncını kontrol eder misin?
Lütfen ekteki dosyayı kontrol edin.
Tansiyonunu kontrol etmelisin.
Sanırım bunu kontrol etmek isteyebilirsin.
Sadece bir şeyi kontrol etmek istiyorum.
Gözden geçirmeye değer.
Programımı kontrol edeyim.
Sadece bir şey kontrol etmek istiyorum.
Başarabileceklerimizi görmek istedik.
Hiçbir şeyin kırık olmadığından emin olmak istiyorum.
Tom'un bilgiyi doğrulayacak hiçbir yolu yoktu.
Bu raporu doğruluğu için kontrol etmem gerekiyor.
Lastik basıncını kontrol edebilir misiniz?
Bunu doğrulamak için bir yolun yok.
Bunu doğrulamak için hiçbir yöntemimiz yok.
Ben sadece bir şeyi kontrol etmek zorundaydım.
Bence yatağın altını kontrol etmelisin.
Bu mesajın Tom'dan geldiğini doğrulayabilir misin?
Hemşire tansiyonumu ölçmek için tansiyon aleti kullandı.
Onu ben almadım. Ceplerini kontrol edebilirsiniz.
Neden biz bunu kontrole gitmiyoruz?
Senin sekmende e-postamı kontrol edebilir miyim?
Polis Tom'un mazeretini doğrulayabildi.
Lütfen bu rakamları kontrol eder misiniz?
Lütfen listedeki tüm kalemleri kontrol et.
Telefonun bozuk olup olmadığını kontrol eder misin?
Bilgisayarınızın prize takılı olduğunu doğrular mısınız?
sadece hesaplarına bakmak için sisteme girdiğini biliyor musun?
tam olarak bir dakika geçirmesi için bir kronometre var.
Ben şimdi çıkış yapmak istiyorum.
- Kart açtım.
- Kimliğim soruldu.
- Kimliğime ve yaşıma bakıldı.
Bize söylediğin her şey doğrulamam gerekiyor.
Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.
Onu ben çalmadım. Ceplerimi kontrol edebilirsiniz.
iş maillerini kontrol eden o kişiydim.
İnsanlar onun hikâyesini, doğruluğunu teyit etmeden paylaştılar.
Tom'un bilgiyi doğrulamasının hiçbir yolu yoktur.
Mary telefonda mesajlarına bakıyor.
Sonra bir sonraki kontrol setini yapmak için doğruca oraya gitti.
Lütfen doğru cevabı kontrol edin.
O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.
Duşu kapatamıyorum. Onu benim için kontrol eder misin?
Her şeyin olduğunu görmek için daire etrafında dolaştı.
Oraya zamanında varacağından emin olmalısın. Eğer geç kalırsan, Tom on dakikadan fazla beklemez.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.