Translation of "Travaillé" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Travaillé" in a sentence and their turkish translations:

J'ai travaillé.

Çalışıyorum.

- Tu as travaillé dur.
- Vous avez rudement travaillé.
- Vous avez travaillé d'arrache-pied.

Çok çalıştın.

- As-tu travaillé hier ?
- Avez-vous travaillé hier ?

Dün çalıştınız mı?

J'ai beaucoup travaillé.

Çok çalıştım.

J'ai beaucoup travaillé aujourd'hui.

Bugün çok çalıştım.

J'ai travaillé très dur.

Çok fazla çalıştım.

- Je travaillais.
- J'ai travaillé.

- Çalışıyordum.
- Çalıştım.

J'ai travaillé avec elle.

Onunla birlikte çalıştım.

J'ai travaillé avec Tom.

Tom'la çalıştım.

J'ai travaillé avec eux.

Onlarla birlikte çalıştım.

J'ai travaillé avec lui.

Onunla birlikte çalıştım.

J'ai travaillé à Boston.

Boston'da çalıştım.

Il a beaucoup travaillé.

O çok çalışıyordu.

- Tu as beaucoup travaillé cette semaine.
- Vous avez beaucoup travaillé cette semaine.

Bu hafta çok çalıştın.

- J'ignorais que tu avais travaillé ici.
- J'ignorais que vous aviez travaillé ici.

Eskiden burada çalıştığını bilmiyordum.

- Vous n'avez pas travaillé assez dur.
- Tu n'as pas travaillé assez dur.

Yeterince sıkı çalışmadın.

- Nous avons toutes travaillé très dur.
- Nous avons tous travaillé très dur.

Hepimiz gerçekten çok çalıştık.

- Tom a travaillé jusqu'à 2h30.
- Tom a travaillé jusqu’à 14 h 30.

Tom saat 2.30'a kadar çalıştı.

J'ai travaillé avec ce PDG

Bu CEO ile bir kez çalıştım

Tom a travaillé très fort.

Tom gerçekten sıkı çalıştı.

J'ai travaillé toute la journée.

Bütün gün çalışmaktayım.

J'ai travaillé toute la nuit.

- Ben bütün gece çalıştım.
- Bütün gece çalıştım.

J'ai beaucoup travaillé cette semaine.

Bu hafta çok çalıştım.

Tom a travaillé avec peine.

Tom sıkı çalıştı.

J'ai travaillé dans une ferme.

Ben bir çiftlikte çalıştım.

J'y ai vraiment travaillé dur.

Bunu üzerinde gerçekten çok sıkı çalıştım.

J'ai travaillé dur pour réussir.

Başarmak için sıkı çalıştım.

J'ai travaillé toute ma vie.

Hayatım boyunca çalıştım.

Merci d'avoir travaillé si durement.

Sıkı çalışman için teşekkürler.

Nous avons travaillé pour lui.

Onun için çalıştık.

- Combien d'heures as-tu travaillé cette semaine ?
- Combien d'heures avez-vous travaillé cette semaine ?

- Bu hafta kaç saat çalıştın?
- Bu hafta kaç saat çalıştınız?

Ils ont travaillé les manches relevées,

Kollarını sıvayarak, borca batarak çok çalıştılar.

Mais elle a travaillé très dur.

Ama çok çalıştı.

Tom a travaillé toute la nuit.

Tom bütün gece çalıştı.

J'ai travaillé dur, jour après jour.

Günden güne çok çalıştım.

Il a travaillé toute la journée.

Bütün gün boyunca çalışmaktadır.

Ma mère a toujours travaillé dur.

Annem her zaman sıkı çalıştı.

Je n'ai jamais travaillé avec Tom.

Tom'la hiç çalışmadım.

J'ai travaillé toute la journée, hier.

Dün bütün gün çalıştım.

J'ai travaillé dur pour cet argent.

Ben bu para için çok çalıştım.

Elle a travaillé dur pour économiser.

Para biriktirmek için sıkı çalıştı.

Vous n'avez pas travaillé assez dur.

- Siz pek yeterince çalışıp işlemediniz.
- Siz yeterince çalışmadınız.

Tom a déjà travaillé avec moi.

Tom bir zamanlar benimle çalıştı.

Nous avons travaillé dur là-dessus.

Biz bu konuda çok çalıştık.

J'ai travaillé jusqu'à sept heures hier.

Dün yediye kadar çalıştım.

Je n'ai jamais travaillé avec eux.

Asla onlarla birlikte çalışmadım.

Je n'ai jamais travaillé avec lui.

Asla onunla birlikte çalışmadım.

Tom n'a pas beaucoup travaillé aujourd'hui.

Tom bugün çok çalışmadı.

Nous avons travaillé toute la nuit.

Bütün gece çalışıyoruz.

Je n'ai pas beaucoup travaillé, aujourd'hui.

Bugün çok iş yapmadım.

Il n'a pas travaillé dimanche soir.

O, Pazar gecesi çalışmadı.

Tom n'a pas travaillé lundi dernier.

Tom geçen Pazartesi çalışmadı.

Je n'ai pas travaillé lundi dernier.

Geçen pazartesi çalışmadım.

Tom a travaillé toute la journée.

Tom bütün gün çalıştı.

- Amy a travaillé dans la cour samedi dernier.
- Amy a travaillé dans le jardin samedi dernier.

Amy geçen Cumartesi bahçede çalıştı.

Mon labo a beaucoup travaillé sur cela.

Benim kendi laboratuvarım bu konuda çok fazla çalıştı.

Rich avait travaillé là pendant 20 ans.

Rich 20 yıl fabrikada çalışmıştı.

- Il travailla dur.
- Il a travaillé dur.

O çok çalıştı.

Il a travaillé plus dur que jamais.

O, her zamankinden daha çok çalıştı.

Combien de temps as-tu travaillé ici ?

Ne kadar süredir burada çalışmaktasın?

J'ai travaillé dur toute la journée d'hier.

Dün bütün gün çok çalıştım.

Tout le monde a travaillé très dur.

Herkes çok sıkı çalıştı.

Ils ont travaillé au coude à coude.

Dirsek dirseğe çalışıyorlar.

Il a travaillé pour un homme riche.

O, zengin bir adam için çalıştı.

Il a travaillé toute la journée d'hier.

O, dün bütün gün çalıştı.

J'ai travaillé sur ça toute la journée.

- Bunun üzerinde bütün gün çalıştım.
- Sabahtan beri bunun üzerinde çalışıyorum.

Tom a travaillé trois ans pour moi.

Tom üç yıldır benim için çalışıyor.

Je n'ai jamais travaillé si dur auparavant.

Daha önce hiç bu kadar çok çalışmadım.

J'ai travaillé à Boston pendant trois ans.

Üç yıl Boston'da çalıştım.

J'ai travaillé de 18 heures à minuit.

Akşam altıdan gece yarısına kadar çalıştım.

Nous avons travaillé dessus toute la nuit.

Biz bütün gece onun üzerinde çalıştık.

- Nous travaillions ensemble.
- Nous avons travaillé ensemble.

- Biz birlikte çalıştık.
- Beraber çalıştık.

Ils ont travaillé ensemble sur ce projet.

Onlar bu projede beraber çalıştılar.

- Elle a travaillé dur.
- Elle travaillait dur.

O çok çalıştı.

Notre équipe a beaucoup travaillé ces dernières années,

Ekibimiz son birkaç yıldır çok yoğundu,

A durement travaillé dans la mer de Béring

mezgit balığı stoğunun büyüklüğünü

Ils ont travaillé dur, ont échoué, ont réessayé.

Sıkı çalıştılar, başarısız oldular, tekrar denediler.

Mimar Sinan a ensuite travaillé sur le renforcement

Mimar Sinan daha sonrasında güçlendirme çalışmalarını da yaptı

J'avais beaucoup travaillé pendant des années, jusqu'à l'épuisement.

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

Il a trop travaillé et est tombé malade.

Çok çalıştı, ve hasta oldu.

Elle a travaillé au péril de sa santé.

Sağlığı pahasına çalıştı.

Il a travaillé dur afin d'entretenir sa famille.

Ailesine bakmak için çok çalıştı.

J'ai travaillé dimanche alors j'ai eu mon lundi.

Pazar günü çalıştım, bu yüzden pazartesi izin aldım.

J'ai travaillé toute la journée à la ferme.

Ben bütün gün çiftlikte çalıştım.

Je n'ai pas travaillé depuis de nombreuses années.

Yıllarca çalışmadım.

- J'ai travaillé ce matin.
- Je travaillai ce matin.

Bu sabah çalıştım.

Elle a travaillé dur pour économiser de l'argent.

Para biriktirmek için çok çalıştı.

Les autres n'ont travaillé que pour la paye.

Diğerleri sadece maaş için çalıştılar.