Examples of using "Tombée" in a sentence and their turkish translations:
O hamile oldu.
Bunalıma girdim.
ancak karanlık çöktüğünde
O, asla âşık olmadı.
Paris, 1940 yılında düştü.
Griselda çatıdan düştü.
O, ağaçtan düştü.
O hiç âşık oldu mu?
O çok kötü oldu.
Karar zaten verildi.
O bana aşık oldu.
Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...
Şehir düşmanın eline geçti.
O yüzünün üstüne düştü.
Bir yağmur damlası düştü.
Hayır, o hiç aşık olmadı.
O, atından düştü.
Şaka çuvalladı.
İlk kar bugün düştü.
Ben düştüm.
Küresel ekonomi durgunluk içine düştü.
O, merdivenlerden düştü.
Bayıldı.
O, ona âşık oldu.
Arabam yolda bozuldu.
ve güneşin batmasını bekleyebiliriz.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Karanlıktan sonra dışarı çıkma.
Lapa lapa kar yağdı.
Onun cebinden madeni para düştü.
Karanlıktan sonra o asla dışarı çıkmaz.
O bu hafta sonu hastalandı.
O, öğretmenine aşık oldu.
Ateş düştü mü?
Masadan bir çatal düştü.
Geçen yıl, sık sık kar yağışı vardı.
Motosikletim yolda bozuldu.
- Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
- Hava karardıktan sonra yalnız yürümeyin.
Kısa süre sonra , şehir düştü.
O, düştü ve dizini incitti.
Âşık oldum.
Kale düşmanın eline düştü.
Ben ona rast geldim.
Ama iki hafta sonra Emma hastalandı.
11 yaşındayken hastalandım.
Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim
demek ki bu yöntemimiz de suya düştü
13 Ekim'de ilk kar hafif yağdı.
Güneş batarken kırmızıdır.
Mary 14 yaşında hamile oldu.
Kazayı görünce bayıldı.
O bir Rus göçmene aşık oldu.
- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.
Dün bir araba kayalıklara yuvarlandı.
O spor salonundan gey bir adama âşık oldu.
Büyükannem geçen hafta hasta oldu.
Yaşlı kadın düştüğünde yaralandı.
O bir hafta önce hastalandı.
Ambulans caddenin ortasında bozuldu.
Karanlıktan sonra onun dışarı çıkmasına izin verme.
Ben onunla karşılaştım.
ve artık buraya sığınıp güneşin tam olarak batmasını bekleyebiliriz.
Kadınımıza ne oldu da bu duruma düştü?
Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.
Tom'un kız kardeşi 15'de hamile kaldı.
Araba havalimanına giderken bozuldu.
Arabası işe giderken bozuldu.
Büyükannem düştü ve kalça eklemini kırdı.
Karşıdan karşıya geçerken dizlerinin üzerine düştü.
Suyun içine düştüm.
Bisikletimden düştüm.
İlk görüşte ona abayı yaktın mı?
O, düştüğünde dirseğini incitti.
Ben ona rastladım.
Merdivenden düştüm.
Ben bir ağaçtan düştüm.
Ona aşık mıydın?
kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.
Birkaç gün sonra ise sıcaklık sıfırın altındaydı.
Çatıdan düşen kiremit parçalandı.
Elma ağaçtan düştü.
Buzdolabının kapağını açtığımda, bir elma düştü.
Sıcaklık dün gece sıfırın altına düştü.
O, ona âşık oldu.
Çok kar yağdı.
O, ona âşık oldu.
Bir sinek çorbaya düştü.
Fincan masadan düştüğünde kırıldı.
Basamaklara düştüm.
O neredeyse ölüyordu.
Arabam bozulduğu için buraya yürümek zorunda kaldım.
Genç bir artiste âşık oldu.
Geçen gece sana bahsettiğim Fin arpçıdan hamile kaldım.
Aşık olduğu o koca pofuduk surat,
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.