Translation of "Shopping" in Turkish

Est-ce le shopping ?

Alışveriş yapmak mı?

L'université, le shopping, la musique.

Üniversite, alışveriş, müzik.

Jane est sortie faire du shopping.

Jane alışverişe çıktı.

Maman vient d'aller faire du shopping.

Anne az önce alışverişe gitti.

Aux niveaux supérieurs : sacs de shopping et frappucinos.

Yukarısı: Alışveriş poşetleri ve frappuccinolar.

Chéri, iras-tu faire du shopping pour moi?

Benim için alışverişe gider misin, tatlım?

La plupart des femmes aiment faire du shopping.

Birçok kadın alışverişi sever.

Tom fait du shopping avec sa petite amie.

- Tom arkadaşlarıyla alışveriş yapacak.
- Tom arkadaşlarıyla alışveriş yapmaya gidiyor.

Il a décidé d'aller faire du shopping seul.

Tek başına alışverişe gitmeye karar verdi.

Tom et Marie ont fait une virée shopping.

- Tom ve Mary mağaza mağaza gezip alışveriş yapmaya devam etti.
- Tom ve Mary alışveriş çılgınlığına devam etti.

Je suis allé faire du shopping dans ce grand magasin.

O mağazada alışverişe gittim.

Ils ont cessé d'ouvrir la porte, nous n'avons pas pu arrêter de faire du shopping

Onlar kapı açmayı bırakmış biz avm yapmayı bırakamadık

- Tom va souvent faire du shopping tout seul.
- Tom va souvent faire des emplettes seul.

Tom çoğunlukla tek başına alışverişe gider.

Je lui ai dit une fois pour toutes que je n'irais pas faire du shopping avec elle.

Onunla birlikte alışverişe gitmeyeceğimi ilk ve son olarak ona söyledim.

- N'iras-tu pas faire du shopping avec moi ?
- Ne veux-tu pas venir faire des courses avec moi ?

Benimle alışverişe gitmeyecek misin?

- Yoko a fait les boutiques hier.
- Yoko a fait du shopping hier.
- Yoko a fait les magasins hier.

Yoko dün alışverişe gitti.

- Après avoir gagné à la loterie, elle a fait une virée shopping.
- Ayant gagné à la loterie, elle fut prise d'une fringale d'achats.

Piyangoyu kazanınca alışveriş çılgınlığına daldı.

- Hier, on m'a volé mon vélo pendant que je faisais les courses.
- Hier, on m'a volé mon vélo pendant que je faisais du shopping.

Dün birisi ben alışveriş yaparken bisikletimi çaldı.

- Tom a demandé à Mary si elle aimerait aller faire les courses.
- Tom a demandé à Mary si elle aimerait aller faire du shopping.

Tom Mary'ye alışverişe gitmeyi isteyip istemediğini sordu.

Je pense faire du shopping chez moi en ce moment et je ne trouve pas de marché où aller. Parce que ce n'est pas sûr.

Şu an ben evime alışveriş yapmayı düşünüyorum ve gidebilecek bir market bulamıyorum. Güvenli değil çünkü.