Examples of using "Profondeur" in a sentence and their turkish translations:
en derin yer beş kilometre aşağıdaydı.
- Oyunun reklamı yapılıyor. -
O ne kadar derindir?
Burası ne kadar derin?
Kesikler ne kadar derin?
Göl ne kadar derin?
Uçurum ne kadar derin?
Gölün ne kadar derin olduğunu nereden biliyorsun?
Biwa gölü ne kadar derin?
Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
Bu kuyu ne kadar derin?
Bu göl ne kadar derin?
Bu nehir ne kadar derin?
Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,
Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor
Gölün ne kadar derin olduğunu bilmiyorum.
Nehrin en derin yeri burası.
Sadece bizim aramıza, o çok derin derin düşünmez.
Bu nehrin en derin yeri burası.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
fakat taşın derinliği biraz fazlaydı
aynı zamanda denizle okyanusal derinliğe de sahip değil
Sperm balinası 1000 metre derinliğe dalabilir.
Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.
Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.
Konuyu genel olarak konuştuk.
Daha derin bakmaya başladığınızda onu kendiniz bulacaksınız.
Arkadaşlığın derinliği tanışıklığın uzunluğuna bağlı değildir.
çünkü bu sefer derinlik var ama yine su kütlesi yok
Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.