Examples of using "Posa" in a sentence and their turkish translations:
O bagajı indirdi.
Tom kitabı yerine koydu.
O, ona bazı sorular sordu.
Ona sorular sordu.
O hiç soru sormadı.
Sonra tuzak soruyu sordu:
O, başını yastığa koydu.
Başını yastığa koydu.
Tom zarfı masaya koydu.
Rastgele sorular sordu.
Tom öğretmene bazı sorular sordu.
Arı çiçeğe kondu.
Bob öğretmene bazı sorular sordu.
O, kutuyu masaya koydu.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
Nancy dirseklerini dizlerinde dinlendirdi.
Tom bisikletini duvara dayadı.
Elini omzuma koydu.
O, dergiyi masaya koydu.
Savcı bana cevabı yönlendiren bir soru sordu.
Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu.
O, dirseklerini dizlerine koydu.
Öğretmenine salakça sorular sordu.
Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.
Omuzuna hafifçe elini koydu.
Tom kaşığını yere koydu ve bir çatal aldı.
- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
Erkek çocuk annesine bir soru sordu.
Tom kahveyi Maria'nın önüne koydu.
Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.
Tom bir elini Mary'nin sağ omzuna koydu.
Tom bir soru sordu.
Biraz tereddütten sonra kitabı masaya koydu.
Tom saatini çıkardı onu masaya koydu.
Tom sandviç tabağını Mary'nin önündeki masaya koydu.
Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.
- O, tuhaf bir soru sordu.
- O uygunsuz bir soru sordu.
Tom bize birkaç soru sordu.
O, ona sorular sordu.
O, ona bazı sorular sordu.
Tom garip bir soru sordu.
Yanında duran kadına bazı sorular sordu.
Parlak kırmızı bir uğur böceği, parmağımın ucuna indi.
Tom Mary'ye birkaç soru sordu.
Her öğrenciye bir soru soruldu.
O başını onun omzuna dayadı.
- O, elini hafifçe onun omzuna koydu.
- Omuzuna hafifçe elini koydu.
Mary başını Tom'un omuzuna yasladı.
Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
Buradaki davranışları tuhaflaşmaya başladı.
- Tom ayakkabılarını ayakkabılığa koydu.
- Tom ayakkabılarını ayakkabı rafına koydu.
O, ona bazı sorular sordu fakat o cevaplamayı reddetti.
Tom Mary'ye bazı sorular sordu ama o onlara cevap vermeyi reddetti.
O, bebeğini yatağa yatırdı.
Annem rafa büyük bir vazo koydu.