Examples of using "L'appeler" in a sentence and their turkish translations:
Onu arayabilir misin?
Onu aramalısın.
Ben onu arayabilirim.
Ona ne demeliyim?
Ben bugün onu aramayı unuttum.
Onu arayamam.
O, ona onu daha sonra aramasını rica etti.
Onu aramayacak kadar akıllı olmalıydım.
- Lütfen onu ara.
- Lütfen, onu ara.
- Onu arayacağım.
- Onu ararım.
- Onu çağırırım.
Onu aramaya niyet etmiştim fakat aramayı unuttum.
Onun saat 2.30'da onu araması bekleniyordu.
Onu aramak istiyorum. Sende onun telefon numarası var mı?
veya benim dediğim şekliyle evde bakımın Airbnb'si.
Telefon numarasını bilse, onu arayabilir.
Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü.
O, daha sonra aramasını rica etti fakat o unuttu.
O, dün gece onu aramak için söz verdiğini unuttu.
Ayrıca, onu gün boyunca birçok kez arıyoruz
Onu arayacaktım ama fikrimi değiştirdim.
Prens William'ın herhangi birinin ona Bill demesine izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.
Onu aramayı planlıyordum ama fikrimi değiştirdim ve aramadım.
O, kapıdan içeri girdiğinde o, onu aramak üzereydi.
bir nevi aslında bizim güneş sistemimizin çöplüğü olarak adlandırabiliriz
baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti