Examples of using "L'évidence" in a sentence and their turkish translations:
Belli ki o seni seviyor.
Belli ki o seni seviyor.
Açıkçası bir şakaydı.
O, açıkçası kaçınılmazdır.
Belli ki yalan söylüyor.
Açıkça, isteyerek yaptın.
Açıkçası o hatalı.
O belli ki benden nefret ediyor.
Gerçeklerle yüzleş!
Belli ki senin zamanın yok.
Burada yaşamadığın belli.
Açıkçası o kötü bir örnek.
Belli ki, o çalışmıyor.
Şüphesiz, orada bir problem var.
Senin gerçeklerle yüzleşmen gerekir.
Biz gerçeği kabul etmeliyiz.
Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.
Ciddi olmanın zamanı.
O yürümekten hoşlanıyor olmalı.