Examples of using "Jouait" in a sentence and their turkish translations:
Marie oynadı.
Kim oynuyordu?
Sami kumar oynuyordu.
Piyano çalıyordu.
Marie iyi oynuyordu.
O, Hamlet rolünü oynadı.
O, gitar çaldı ve o piyano çaldı.
Piyano çalıyordu.
Piyano çalıyordu.
Tom futbol oynardı.
gariban bir yanaşmayı oynuyordu burada
Tom kedileriyle oynadı.
O, kedisiyle oynadı.
Tom kemanını çaldı.
O zaman piyano çalıyordu.
Tom bir denizci rolü oynadı.
O sırada kız kardeşi ile oynuyordu.
Piyanoyu coşkuyla çaldı.
Bebek bir çıngırakla oynuyordu.
O, onunla tenis oynardı.
Tom her pazartesi günü tenis oynuyordu.
Tom bu sabah tenis oynuyordu.
Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.
Piyano çaldı ve şarkı söyledi.
Bir grup çocuk parkta oynuyorlardı.
Tom piyano çaldı ve Mary şarkı söyledi.
O zaman piyano çalıyordu.
Her pazar tenis oynardı.
Kedi canlı bir fare ile oynuyordu.
Gitar çaldı ve şarkı söyledi.
Gelecek Cumartesi tenis oynamaya ne dersin.
O, oyunda küçük bir bölümü oynadı.
Babam Pazar sabahı golf oynadı.
Zaman Dan'a karşı çalışıyordu.
John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
Tom üniversitedeyken basketbol oynadı.
Tom'un tenis oynadığını bilmiyordum.
- O boş bir tenekeyle futbol oynuyordu.
- Boş bir teneke kutu ile futbol oynuyordu.
Gontran sık sık Nîmes'in sokaklarında Olga ile oynadı.
Odada bir piyano vardı ama hiç kimse onu çalmıyordu.
Odaya girince onu piyano çalarken buldum.
Gazino'da sık sık oyun oynadığı için, onun her zaman paraya ihtiyacı vardı.
Annen gençken piyano çalar mıydı?
ama kızlardan biri diğerinin daha fazla masaj yaptığını hissetti.
Ben eve geldiğimde kız kardeşim gitar çalıyordu.
. Yine de, büyük bir ustalıkla gerçekleştirdiği bir roldü: Bölümü
"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.
O, komitede önemli bir rol oynadı.
Biz okuldan sonra sık sık satranç oynadık.
Tom'un tenis oynadığını gördüm.
O, bütün gün boyunca tenis oynadı.
Futbol oynarken kolunu kırdı.
O, futbol oynarken kolunu kırdı.
Tom bana Mary'nin piyano çalmada iyi olduğunu söyledi fakat ben onun çalışını duyuncaya kadar gerçekten inanmadım.