Translation of "Gravir" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Gravir" in a sentence and their turkish translations:

Gravir cette montagne est dangereux.

Bu dağa tırmanmak tehlikelidir.

- Nous allons gravir cette montagne.
- Nous avons l'intention de gravir cette montagne.
- Nous allons escalader cette montagne.

Biz o dağa tırmanacağız.

Face à une montagne aussi immense à gravir.

bana ne kadar yararlı olacaklarını bilmek istedim.

Pourraient gravir chacun des échelons de l'échelle hiérarchique ;

kendini güvende hissettiği ve her gün iş yerine

Mais sommes finalement parvenus à gravir le pic.

...zirveye ulaşmayı başardılar.

Eh bien, l'espace est là, et nous allons le gravir.

Peki uzay orada ve biz ona tırmanacağız.

- Je dois escalader cette montagne.
- Je dois gravir cette montagne.

Bu dağa tırmanmak zorundayım.

Mais leurs petites pattes peinent à gravir les murs hauts, ou à traverser les routes bondées.

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

En 1953, Edmund Hillary et le Sherpa Tenzing Norgay furent les premiers à gravir le mont Everest.

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.