Translation of "Eu " in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Eu " in a sentence and their turkish translations:

- J'ai eu les foies.
- J'ai flippé.
- J'ai eu la trouille.
- J'ai eu la pétoche.

Çıldırdım.

- As-tu eu des problèmes ?
- Vous avez eu des problèmes ?
- Avez-vous eu des problèmes ?
- Tu as eu des problèmes ?

Herhangi bir sorunun var mıydı.

Tu m'as eu.

- Beni kandırmıştın.
- Beni oyuna getirmiştin.

J'ai eu chaud!

Kıl payıyla!

J'ai eu tort.

Hatalıydım.

L'ont-elles eu ?

Onlarda var mıydı?

Eu cheguei ontem.

Dün vardım.

- J'ai eu une attaque cardiaque.
- J'ai eu une attaque.

Kriz geçirdim.

- J'ai eu de la chance.
- J'ai eu du bol.

Ben şanslıydım.

- J'ai eu un bon instituteur.
- J'ai eu un bon professeur.
- J'ai eu une bonne institutrice.

İyi bir öğretmenim vardı.

- As-tu eu des problèmes ?
- Avez-vous eu des problèmes ?
- Tu as eu des problèmes ?

Sorun yaşadınız mı?

- Nous avons eu votre message.
- On a eu ton message.

Mesajını aldık.

- Ils en ont eu assez.
- Elles en ont eu assez.

Onların yeterince vardı.

- Vous en avez eu assez.
- Tu en as eu assez.

Yeterince yaşadın.

- Ils ont eu une discussion.
- Elles ont eu une discussion.

Onlar bir konuşma yaptı.

J'ai eu ma revanche.

Bu dilden intikamımı aldım.

Eu le cœur brisé,

daha önce kalbiniz kırıldıysa,

Je l'ai eu gratuitement.

Onu ücretsiz aldım.

J'ai vraiment eu peur.

Gerçekten korktum.

J'ai eu une vision.

Bir vizyonum vardı.

T'as eu ton reçu ?

Fişini aldın mı?

J'ai eu une révélation.

Bir vahiy aldım.

J'ai eu une idée.

- Bir fikrim vardı.
- Bir düşüncem vardı.

J'ai eu une prémonition.

Bir önsezim vardı.

J'ai eu mes doutes.

Şüphelerim vardı.

J'ai eu des problèmes.

Bazı sorunlarım vardı.

J’ai eu un chat.

Benim bir kedim vardı.

J'admets avoir eu tort.

Hatalı olduğumu itiraf ediyorum.

J'ai eu un accident.

Bir kaza geçirdim.

J'ai eu une mésaventure.

Bir kaza geçirdim.

J'ai eu la grippe.

Grip oldum.

Je l’ai eu gratuitement.

Onu parasız aldım.

J'ai eu les boules.

Kalbim çizmelerime battı.

- J'ai eu un mal de tête.
- J'ai eu mal au crâne.

Başım ağrıyordu.

- As-tu eu une journée chahutée ?
- Avez-vous eu une journée chahutée ?

Zor bir gün mü geçirdin?

- As-tu eu gain de cause ?
- Avez-vous eu gain de cause ?

Davayı kazandın mı?

- As-tu eu de ses nouvelles ?
- Avez-vous eu de ses nouvelles ?

Ondan haber aldın mı?

- Où as-tu eu cette clé ?
- Où avez-vous eu cette clé ?

Bu anahtarı nereden aldın?

- J'ai eu un accident au travail.
- J'ai eu un accident au bureau.

İş yerinde bir kaza geçirdim.

- Où as-tu eu cette chemise ?
- Où avez-vous eu cette chemise ?

O gömleği nerede aldın?

- Où as-tu eu le chapeau ?
- Où avez-vous eu le chapeau ?

Şapkayı nereye aldın?

- Ils ont tous eu l'air soulagé.
- Elles ont toutes eu l'air soulagé.

Onların hepsi rahatlamış görünüyordu.

- Nous avons eu de la chance.
- On a eu de la chance.

Şansımız yaver gitti.

- Avez-vous eu des nausées récemment ?
- As-tu eu des nausées récemment ?

Bu aralar bulantınız oluyor mu?

- Avez-vous eu des vomissements récemment ?
- As-tu eu des vomissements récemment ?

Bu aralar kustuğunuz oluyor mu?

Alors j'ai eu une idée :

Böylece aklıma bir şey geldi:

J'ai eu une carrière fructueuse

Ben debir hayli kariyer başarısı edindim

Nous avons eu tout faux.

Konuyu hep yanlış anladık.

Il a eu 9 enfants

9 tane çocuğu oldu

J'aurais eu besoin d'un allié.

Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

Des concours ont eu lieu

yarışmalar düzenleniyordu

Enfin nous avons eu l'information.

Sonunda, bilgi aldık.

J'ai eu une crise d'asthme.

Bir astım krizi geçirdim.

J'ai eu de la chance.

Ben şanslıydım.

J'ai eu les poires gratis.

Ben armutları boşuna aldım.

J'ai eu une bonne idée.

İyi bir fikrim vardı.

J'ai eu une journée chahutée.

Zor bir gün geçirdim.

J'ai eu une matinée chargée.

Yoğun bir sabah geçirdim.

J'ai eu une semaine chargée.

Yoğun bir hafta geçirdim.

J'ai eu une journée chargée.

Yoğun bir gün geçirdim.

J'ai eu des ennuis auparavant.

Daha önce başım beladaydı.

Elle a eu un lifting.

O, yüzünü gerdirdi.

Je l'avoue, j'ai eu tort.

İtiraf ediyorum. Hatalıydım.

Tom a eu son diplôme.

Tom mezun oldu.

J'ai eu le billet gratuitement.

Bileti ücretsiz aldım.

J'ai déjà eu une attaque.

Ben daha önce felç oldum.

Nous avons eu un examen.

Sınav olduk.

J'ai eu une crise cardiaque.

Ben bir kalp krizi geçirdim.

J'ai eu une journée tumultueuse.

Karışık bir gün geçirdim.

J'en ai eu assez d'attendre.

Beklemekten usandım.

J'ai eu une urgence familiale.

Bir aile krizi yaşadım.

J'ai eu une dure journée.

Zor bir gün geçirdim.

J'ai eu une enfance horrible.

- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.

J'ai eu une prémonition, aujourd'hui.

Bugün bir önsezim vardı.

J'ai eu une journée épouvantable.

Berbat bir gün geçirdim.

J'ai eu le même problème.

Aynı problemi yaşadım.

Tom a eu besoin d'aide.

Tom'un yardıma ihtiyacı vardı.

Elle a eu un bébé.

Onun bir bebeği vardı.

J'ai eu une journée difficile.

Zor bir gün geçirdim.

J'ai eu une année difficile.

Zor bir yıl geçirdim.

Vous avez eu plein d'occasions.

- Eline epey fırsat geçmişti senin.
- Karşına çok fırsat çıkmıştı.

Qui a eu cette idée ?

Bu düşüncenin sahibi kimdi?

Nous avons eu l'air ridicule.

Biz gülünç görünüyorduk.

Ils ont eu une réunion.

Onların bir toplantısı vardı.

J'ai eu beaucoup de chance.

Çok şanslıydım.

Qui en a eu assez ?

Kimin yeterince var?

Nous avons eu une plainte.

Biz bir şikayet aldık.

As-tu eu des problèmes ?

Herhangi bir sorunla karşılaştın mı?

L'opération a eu lieu hier.

Ameliyat dündü.

J'ai eu trop de déceptions.

Ben birçok hayal kırıklığı yaşadım.

J'ai eu une crise d'angoisse.

Bir anksiyete krizi geçirdim.