Translation of "Dinde" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Dinde" in a sentence and their turkish translations:

Dinde, bouche, et une bouche.

Hindi, ağız ve bir ağız.

Elle a rôti la dinde.

O, hindiyi kızarttı.

Marie n'a jamais préparé de dinde.

Mary hiç hindi pişirmedi.

La dinde était tendre et juteuse.

Hindi yumuşak ve sulu.

J'ai mangé un sandwich à la dinde.

- Bir tane hindili sandviç yedim.
- Ben hindili bir sandviç yedim.

- Je n'ai jamais goûté une dinde aussi délicieuse.
- C'est la dinde la plus délicieuse que j'ai jamais goûtée.

Şimdiye kadar tattığım en iyi hindi.

Une heure de plus et la dinde sera prête.

Bir saat daha ve hindi hazır olacak.

Je me suis confectionné un sandwich à la dinde.

Kendime hindili bir sandviç yaptım.

Une dinde est un peu plus grosse qu'un poulet.

Bir hindi, bir piliçten biraz daha büyüktür.

Pour Thanksgiving, ma mère a préparé une grosse dinde.

Annem, Şükran Günü için büyük bir hindi pişirdi.

Puisqu'elle est végétarienne, elle a mangé du tofu au lieu de la dinde.

- O etyemez, bu yüzden hindi yerine soya peyniri yedi.
- O bir vejetaryen, bu yüzden hindi yerine soya peyniri yedi.

Pourquoi les Étasuniens mangent-ils de la dinde le jour d'action de grâce ?

Amerikalılar Şükran gününde niçin hindi yer?

- S'il n'y avait pas de dinde, ce ne serait pas un dîner de Fête d'Action de Grâce.
- Sans dinde, ce ne serait pas un dîner de Fête d'Action de Grâce.

O, hindisiz bir şükran yemeği değil.

Tom a donné à son chien un morceau des restes de la dinde de Noël.

Tom, köpeğine yılbaşı hindisinden artanlardan verdi.

Mary a noué un tablier autour de sa taille et a ensuite sorti la dinde du four.

Mary beline bir önlük bağladı ve daha sonra hindiyi fırından çıkardı.