Translation of "Détail" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Détail" in a sentence and their turkish translations:

Chaque détail compte.

Her detay önemli.

C'est un détail mineur.

- Bu önemsiz bir detay.
- Teferruat.

C'est un petit détail.

O küçük bir ayrıntıdır.

Décrivez cet accident en détail.

Şu kazayı ayrıntılı olarak anlatın.

Il expliqua l'affaire en détail.

Konuyu detaylı olarak açıkladı.

Il l'a expliqué en détail.

O, onu ayrıntılı olarak açıkladı.

Aucun détail n'a été discuté.

Hiçbir ayrıntı tartışılmadı.

- Tom a décrit le problème en détail.
- Tom décrivit le problème en détail.

Tom sorunu ayrıntılarıyla tarif etti.

Le plan fut discuté en détail.

Plan ayrıntılı olarak tartışıldı.

Elle décrivit la scène en détail.

Olay yerini detaylı olarak tanımladı.

Nous discutons du sujet en détail.

- Konuyu uzun süre tartıştık.
- Konuyu uzun uzun tartıştık.
- Konuyu ayrıntılı olarak görüştük.

Tout était parfait, jusqu'au moindre détail.

En ince ayrıntısına kadar her şey mükemmeldi.

Tom a décrit l'incident en détail.

Tom olayı detaylı olarak anlattı.

Je ne dispose pas de détail.

Ayrıntılarım yok.

Il a décrit l'accident en détail.

O, kazayı ayrıntılı olarak açıkladı.

- La radio a diffusé cette nouvelle en détail.
- La radio a diffusé les nouvelles en détail.

Radyo haberleri ayrıntılı olarak yayınlıyor.

Il a décrit le vol en détail.

O, uçuşu ayrıntılı olarak anlattı.

Je l'expliquerai plus en détail plus tard.

Onu daha sonra ayrıntılı olarak açıklayacağım.

Il a expliqué les règles en détail.

- Kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Kuralları ayrıntılı bir şekilde açıkladı.

Tu as vraiment le sens du détail.

Detay için böylesine harika bir gözün var.

Expliqueras-tu la dernière partie en détail ?

Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?

Tom ne nous a donné aucun détail.

Tom bize herhangi bir ayrıntı vermedi.

Thomas pourra t'expliquer tout cela en détail.

- Tom tüm bunları ayrıntılı olarak açıklayabilir.
- Tom bütün bunları ayrıntılı olarak açıklayabilir.

- Je veux que tu me l'expliques plus en détail.
- Je veux que vous me l'expliquiez plus en détail.

Onu bana daha ayrıntılı olarak açıklamanı istiyorum.

J'aimerais que vous fassiez le détail des frais.

Giderleri ayrıntılarıyla yazmanızı istiyorum.

Il expliqua en détail ce qu'il avait vu.

O, ne gördüğünü detaylı olarak açıkladı.

Est-ce que quelqu'un peut me l'expliquer en détail ?

Birisi bunu bana ayrıntılı olarak açıklayabilir mi?

Je n'ai pas le temps de l'expliquer en détail.

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.

Il a décrit l'accident en détail à la police.

O, kazayı polise detaylı bir şekilde anlattı.

Je vais vous expliquer tout cela plus en détail ultérieurement.

Daha sonra bunun hepsini daha ayrıntılı olarak açıklayacağım.

Tatoeba : Où l'attention au détail est sacrée et la sanction prompte.

Tatoeba: Detaylara dikkatin kutsal olduğu yerde ceza hızlıdır.

Le Premier Ministre a parlé en détail de la crise financière.

Başbakan uzun uzun mali kriz hakkında konuştu.

Nous avons besoin d'un reçu avec le détail ligne par ligne.

Bizim ayrıntılı bir makbuza ihtiyacımız var.

On a besoin d'un peu plus de détail pour inventer des récits.

Hikâye oluşturmak için biraz daha fazla detaya ihtiyacımız var.

Si c'est le cas, vous apprécierez le dessin jusqu'au moindre petit détail,

Ama bilginiz varsa en küçük ayrıntıyı bile görürsünüz,

Stratégie, et ne défie ni ne contredit Napoléon que sur des points de détail logistique.

dayanıyordu: Stratejiyi tasarlamada hiçbir rol oynamadı ve Napolyon'a lojistik ayrıntılar dışında asla meydan

Cet ensemble de logiciels a un prix au détail conseillé de quatre-vingt-dix-neuf dollars.

Bu yazılım paketinin tavsiye edilen perakende satış fiyatı 99 dolardır.

- Nous avons remué ciel et terre.
- Nous n'avons épargné aucun effort.
- Nous n'avons négligé aucun détail.

- Her yer didik didik arandı.
- Altına bakılmadık taş kalmadı.

- J'aimerais expliquer ça avec un peu plus de détail.
- J'aimerais expliquer ça d'une manière un peu plus détaillée.

Bunu biraz daha detaylı açıklamak istiyorum.

- Pourquoi ne t'y penches-tu pas plus en détail ?
- Pourquoi n'y regardes-tu pas de plus près ?
- Pourquoi n'y regardez-vous pas de plus près ?

Neden daha yakından bakmıyorsun?

Les professeurs devraient tout expliquer en détail, ne pas être succincts et toujours dire à leurs étudiants de lire leurs livres quand ils rentrent chez eux.

Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.

- Je mettrai tout en œuvre pour découvrir qui a fait ça.
- Je ferai tout mon possible pour découvrir qui a fait ça.
- Je ne ménagerai aucun effort pour découvrir qui a fait ça.
- Je ne négligerai aucun détail pour découvrir qui a fait ça.

Bunu kimin yaptığını bulmak için her taşın altına bakacağım.