Examples of using "Convaincu" in a sentence and their turkish translations:
Seni ikna etim mi?
Kimse ikna olmadı.
Tom ikna etti.
Tom ikna olmuştu.
Ben ikna oldum.
Peki, ikna etti.
Onun masum olduğuna ikna oldum.
Onun açıklaması ile ikna edildim.
Katılacağına kesin gözüyle bakıyordum.
Fikirden vazgeçmesi için onu ikna ettim.
Aslında o ikna edildi.
Herkesi ikna ettim.
Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.
Onu hatalı olduğuna ikna ettim.
Sanırım Tom'u ikna ettim.
Tom çok inanmış görünmüyor.
Tom hâlâ oldukça ikna olmuş değil.
Tom ikna oldu ama ben olmadım.
Senin masumiyetine inandım.
Partime geleceğine kesin gözüyle baktım.
ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,
fakat uçak yolculuğuna ikna oldu
Yakında haklı olduğuma ikna edileceksin.
- Doğru numarayı aradığıma eminim.
- Doğru numarayı çevirdiğimden eminim.
Masum olduğuna beni ikna etti.
Tom'un ciddi olduğundan oldukça eminim.
Yakında haklı olduğuma ikna olacaksınız.
Herkes ikna edilmedi.
Tom onu yapması için Mary'yi ikna etti.
Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.
- Tom'un sana yardım etmesini nasıl sağladın?
- Tom'u sana nasıl yardım ettirdin?
Onun Tokyoya gittiğinden eminim.
O, neredeyse beni ikna etti.
O, neredeyse beni ikna etti.
Reddedilmeyeceğinden kesinlikle eminim.
Tom zaten gitmemem için beni ikna etti.
İkna olmadınız mı?
Neredeyse beni ikna ediyordun.
Bu tartışma beni ikna etti.
Oğlumun masum olduğuna inandım.
Tom'a yardım ettirmeyi nasıl başardın?
Tom'u partiye gitmeye ikna ettim.
- Peki, beni ikna ettin.
- Peki, beni ikna ettiniz.
Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.
Tom Mary'yi onunla evlenmesi için nasıl ikna etti?
Tom herkesin ondan nefret ettiğine inanıyor.
Başta herkes onun masumiyetine kanmıştı.
Bir dünya savaşı olmayacağından eminim.
Haklı olduğuna tamamen ikna olmadım.
Sanırım Tom'u biraz para bağışlaması için ikna ettim.
Onun hakkında ikna olmadım.
John'ı doktora muayene olmasına ikna ettim.
Tom Mary'yi kendisiyle partiye gitmesi için ikna etti.
Hayaletlerin gerçekten var olduğuna inanmış değilim.
İkna olmuş değilim.
Ben onlar arasında bir şey olduğu kanısındayım.
Sen ne dersen de ben haklı olduğuma ikna oldum.
Tom kendisinin dünyanın en mutlu adamı olduğuna ikna oldu.
Senin bizimle geleceğine kesin gözüyle baktım.
uçağa binmeye ikna olmuştu aslında
Ben bundan eminim.
Ben o tenis maçını kazanacağıma eminim.
Sonunda satıcı pahalı makineyi almam için beni ikna etti.
Tom annesinin şimdi yemek yemek istemediğine ikna oldu.
Tom bunun kendi hatası olmadığı konusunda Mary'yi ikna etti.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
Bu kadar ikna edilmedim.
Çok ikna olmadım.
Ben her zaman Shirley ve Alan'ın birlikte olacaklarını düşündüm.
Hala ikna olmadınız mı?
İkna olmuş gibi gelmiyorsun.
İkna olmuş görünmüyorsunuz.
Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.
Tom'un masum olduğuna eminim.
Hiç de ikna olmadım.
Onun hakkında tamamen ikna olmadım.
Koroya vaaz veriyorsun.
Sen emin görünmüyorsun.
- Ben ikna edilmedim.
- Ben ikna olmadım.
Tom hâlâ emin.
- Onu partiye gitmeye ikna ettim.
- Partiye gitmesi için onu ikna ettim.
Tom ikna olmuş görünmediğimi söyledi.
Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
Doğruyu söylediğine ikna olmuş değilim.
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı
İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.
Tamamen ikna olmuş görünmüyorsun.
Bunun yalnızca bir yanlış anlama olduğuna eminim.
Onun iyi bir fikir olmadığını bilse bile onu yapması için onu ikna etti.