Examples of using "écoutait" in a sentence and their turkish translations:
Kimse bizi dinlemiyordu.
O müzik dinliyordu.
Sami, Leyla'nın dinliyor olduğunu düşündü.
O da hakaret kampanyalarını dinlemişti
Tom dikkatlice dinledi.
O, genç vaizin vaazını dinledi.
Herkes çok dikkatli dinliyordu.
O, odasında müzik dinliyordu.
Marcela 80'lerin müziğini dinlerdi.
O nostaljik olarak eski punk kayıtlarını dinledi.
Tom hariç bütün aile sessizce TV izliyordu.
Tom dinlerken oturdu.
Kendisini Beatles dinlemeye öylesine kaptırmıştı ki onunla olan randevusunu kaçırdı.
Gözleri kapalı müzik dinledi.
O, saatlerce müzik dinledi.