Examples of using "Yleisön" in a sentence and their turkish translations:
Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı.
Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.
Tom'un böylesine büyük bir izleyicinin önünde konuşma hakkında hiç endişesi yoktu.
Tom herkesin önünde konuşmaya alışkındır.