Translation of "Ison" in Turkish

0.078 sec.

Examples of using "Ison" in a sentence and their turkish translations:

Teit ison virheen.

Sen büyük bir hata yaptın.

Levitin ison kartan pöydälle.

Büyük haritayı masanın üstüne yaydım.

Voimme tehdä ison  nuotion pelotteeksi.

Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.

Voimme tehdä ison tulen pelotteeksi.

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.

Tamppaamme tähän ison alueen, SOS.

Burada büyük bir bölgeye SOS yazacağız!

Joko tämän ison kiven ympärille.

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

Lääkärilaskut tekivät ison loven säästöihimme.

Doktor faturaları birikimlerimizi gerçekten azaltıyor.

Tomi otti ison kulauksen juomastaan.

Tom içkisinden büyük bir yudum aldı.

Tarvitsen suunnilleen näin ison laatikon.

Yaklaşık bu kadar büyük bir kutuya ihtiyacım var.

Olet Tomille velkaa ison anteeksipyynnön.

Tom'a büyük bir özür borçlusun.

Mari antoi hänelle ison halin.

Mary ona sarıldı.

Nappasin ison kalan eilen paljain käsin.

Dün sadece ellerimle büyük bir balık yakaladım.

Tom teki minulle juuri ison palveluksen.

Tom az önce bana büyük bir iyilik yaptı.

Italialaiset syövät ison aterian kahdesti päivässä.

İtalyanlar günde iki kez büyük yemek yerler.

Hyökkäykset ovat huonontaneet tämän ison kissan mainetta.

Bu büyük kedi, insanlara saldırmasıyla kötü bir ün kazanmıştır.

Tätä ei kannata yrittää ison aterian jälkeen.

Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.

Hän sai ison summan etumaksuna seuraavasta romaanistaan.

O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.

Mari antoi Tomille ison halauksen ja pusun.

Mary Tom'u kucakladı ve ona bir öpücük verdi.

Ison-Britannian pääministeri Neville Chamberlain pakotettiin eroamaan.

İngiliz Başbakanı Neville Chamberlain istifaya zorlandı.

Hän yritti turhaan lainata ison rahasumman heiltä.

Onlardan boşuna büyük bir miktarda ödünç para almaya çalıştı.

- Tulen ison liudan tohtoreita luota.
- Suvussani on paljon lääkäreitä.

- Benim ailemde çok doktor var.
- Benim sülalemde çok doktor var.

- Eilen hän näki ison miehen.
- Eilen hän näki suuren miehen.

Dün o, büyük bir adam gördü.

- Tom nappasi kiinni oikean vonkaleen.
- Tom sai kiinni ison kalan.

Tom büyük bir balık yakaladı.

Tomilla ei ollut mitään epäilyksiä niin ison yleisön edessä puhumisesta.

Tom'un böylesine büyük bir izleyicinin önünde konuşma hakkında hiç endişesi yoktu.

Ison-Britannian pääministerin oikea nimi on Alexander Boris de Pfeffel Johnson.

İngiltere başbakanı'nın gerçek adı Alexander Boris de Pfeffel Johnson'dır.