Examples of using "Voisin" in a sentence and their turkish translations:
- Yardım edebildim.
- Yardım edebilmiştim.
Nasıl zengin olabilirim?
Sana aşık olabilirim.
Başka ne yapabilirim?
Onu kendime çekmeye çalışabilirim.
Nerede harita alabilirim?
Seni mutlu edebilirim.
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
- Yapabilsem yaparım.
- Yapabilsem yapardım.
Geçimimi sağlamak için bunu yapabilirim.
Bunu günlerce yapabilirim.
Sana kalmanı emredebilirdim.
Daha ne isteyebilirdim?
Ne söyleyebilirim?
Ne yapabilirsin?
- Bana inanman için ne yapmam gerekiyor?
- Seni bana inandırmak için ne yapmam gerekiyor?
- Seni bana inandırmak için ne yapmak zorundayım?
Tulumları nereden alabilirim?
Senin için ne alabilirim?
İşe giderken seni alabilirim.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
Bütün gün bunu yapabilirim.
Başka ne söyleyebilirdim?
Onun yerine, size yardım edebilirim.
Ağlayabilirim gibi hissediyorum.
Tom'a güvenebileceğimi düşünmüştüm.
Tom'a doğum günü için ne verebilirim?
Seni hemen öpebilirim.
Hemen şimdi biraz pizza için gidebilirim.
Onun nerede olduğunu nasıl bilmem gerekiyor?
Yardım etmek için daha fazla ne yapabileceğimi bilmiyorum.
Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.
Sağlıklı olsaydım, çalışmalarıma devam edebilirdim.
Birini gördüğüme yemin edebilirim.
Ödünç alabileceğim bir tırnak törpün var mı?
Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
Ben Japonya'ya seyahat edebilsem güzel olurdu.
Asistanınız burada bekleyebileceğimi söyledi.
Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.
Bana odasını kullanabileceğimi söyledi.
Benimle İngilizce öğrenecek birini arıyorum.
Keşke seni görebilsem.
Keşke sana yardım edebilsem.
Eğer yapmamı istiyorsan onu şimdi yapabilirim.
Eğer işe yararsa onlara bir not yazabilirim.
İşe yararsa ona bir not yazabilirim.
Tom bana seni arayabileceğimi söyledi.
Eğer bir yere gitmen gerekirse, ben gelip seni alabilirim.
Kovulabileceğim hiç aklıma gelmedi.
Keşke sana söyleyebilsem.
Sana herhangi bir tavsiye verecek bir konumda değilim.
Keşke Tom'a geldiğimizi bildirebilsem.
Hayatımı istediğim şekilde yaşamış olmayı dilerdim.
- Keşke senin kadar zengin olabilsem.
- Keşke sizin kadar zengin olabilsem.
Keşke Tom'u nasıl mutlu edeceğimi anlayabilsem.
Eğer yapabilsem, kafesli kuşların özgürce uçmasına izin veririm.
Hâlâ açım, bu yüzden bir öğün yemeliyim.
Onun adını ve adresini bilsem ona yazabilirim.
Keşke olacaklar hakkında daha iyimser olabilsem.
Nereden kitap alabilirim?
Keşke gerçekten seninle orada olabilsem.
Keşke onu daha iyi açıklayabilsem ama açıklayamıyorum.
Tom muhtemelen bu öğleden sonra sana yardım edebileceğimi düşündü.
O gitar o kadar pahalı olmasa, onu alabilirim.
Tom'un yeni evinin resimlerini çekmek için kameranı ödünç almak istedim.
Tom için yapabileceğim daha fazla bir şey yok.
Seni seviyor olduğumu söyleyebilirdim ama yalan söylüyor olurdum.
Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?
Aramızda kalsın, onun fikri pek hoşuma gitmedi.
Disneyland gibi yerler banim için özellikle ilginç olmayabilir, ama bazen gitmek isteyebilirim.
Dilleri çalışıyorum. Yardımcı olmamı istersen, yardımcı olabilirim. Ve belki bana yardımcı olman beni mutlu eder.
- Dünya şimdi olduğu durumda olmasa, kimseye güvenemem.
- Eğer dünya şimdiki şeklinde olmasaydı herhangi birine güvenebilirdim.
Keşke öyle bir araba almak için yeterince zengin olsam.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"