Examples of using "Syö" in a sentence and their turkish translations:
Sebzeni ye.
Taze ye, Fransızca ye.
- O yiyor.
- O yemek yiyor.
Meyve ye!
Birisi yemek yiyor.
Şehriye ye.
Tom yemek yiyor.
Ye!
Yemeyin.
Yer.
- Ye.
- Yemek ye.
O durmadan yemek yiyor.
O bir elma yiyor.
Sadece balık yeme. Et de ye.
Elma çekirdeği yemem.
Tom sabah kahvaltısını nerede yer?
Bir şey ye.
- Niçin sebze yemiyorsun?
- Sebze yesene.
Tom ne zaman sabah kahvaltısı yer?
O bir domuz gibi yiyor.
Atuqtuaq fok balığını çiğ yer.
Tom aperitif yiyor.
- Tom bir domuz gibi yiyor.
- Tom bir domuz gibi yer.
Tom kahvaltı yapmaz.
Çok fazla yemek yemeyin.
O bir elma yiyor.
- Niçin yemiyorsun?
- Neden yemiyorsun?
- Neden yemiyorsunuz?
O çok fazla yiyor.
Daha fazla meyve yiyin.
Daha fazla sebze ye.
Onu yemeyeceğim.
- Ne istiyorsan ye.
- İstediğini ye.
Neden sebzelerini yemiyorsun?
O meyve yiyor.
Tom bir elma yiyor.
Onu yemeyin.
Ben ekmek yemem.
Kim arı yer?
Sincap pizza yiyor.
Ayı bir elma yiyor.
Köpek bir elma yiyor.
- Ben et yemem.
- Et yemem.
O, çok yer.
- İç ve ye.
- Ye ve iç.
Koyunlar ot yer.
Kurt ne yer?
O kahvaltıyı her zaman burada yer.
Fakir bulabildiğinde, zengin canı istediğinde yer.
Domuz gibi yemek yemeyin.
Öğünler arası yemek yeme.
O şu anda akşam yemeği yiyor.
Kar ye.
Yavaş ye.
Her şeyi yiyin.
Kediler muz yemez.
O, kafede kahvaltı yiyor.
Mary akşam yemeğini yedide yer.
Patates kızartmalarımı yeme.
Neden et yemiyorsun?
Yemek yemezsen, ölürsün.
Onlar et yemez.
O devamlı yemek yiyor.
O şimdi akşam yemeği yiyor.
O iki kişilik yiyor.
Elma çekirdeği yemem.
Tom sadece organik gıda yer.
Tom sık sık yatakta yiyor.
Tom et yemez.
Tom balık yemez.
Çok hızlı yeme.
Tom henüz kahvaltı yemeyi bitirmedi.
Çok fazla yemediğinizden emin olun.
İstediğin kadar ye.
Kedi yemek yiyor.
Daha fazla sebze ye.
- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.
O çiğ balık yemez.
İstediğin kadar çok ye.
İstediğin yiyeceği ye.
Ne tür yiyecekleri yemeyi sevmiyorsun?
Tom sık sık kahvaltı için omlet yer.
Tom siyah et yemez.
Babam çok meyve yemez.
O kırmızı elma yemez.
Tom muhtemelen bir şey yemeyecek.
Tom görünüşe göre et yemiyor.
Modern kediler fare yemezler.
Tom Mary'den daha az yer.
Tom genellikle öğle yemeğini yalnız yer.
Tom mutfakta tek başına kahvaltı yapıyordu.
Hiçbir şey içmeyin ya da yemeyin.
Tom çok et yemez.