Examples of using "Pitänyt" in a sentence and their turkish translations:
Onu sakladım.
Boston'u sevmedim.
Başbakanın konuşmasını beğenmedim.
Ona söylemeliydin.
Koşmamalıydın.
Ben o ismi her zaman sevdim.
- Beni uyarmalıydın.
- Beni uyarmalıydınız.
Tom, sandviçini sevmedi.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
O, sözünü tutmadı.
Ben biyolojiyi hiç sevmedim.
Çok meşgul ediyordum.
Beklemeliydin.
İlk işimi sevmiyordum.
O gelmeliydi.
Bilmeliydim!
Tom'u hiç sevmedim.
Tom, Mary'den hoşlanmıyordu.
- Tom plandan hoşlanmadı.
- Tom planı sevmedi.
Bunu olması gerekmiyordu.
Her zaman atları sevdim.
O bilmeliydi.
Tom'dan hoşlanmıyordum ki.
Başlangıçta Tom'u sevmiyordum.
Sözünü tutmadı.
Kalmalıydım.
Politikacı sözünü tutmadı.
O, okulu sevmiyordu.
Tom, Mary'den hoşlanmıyordu.
O, çenesini kapalı tutmalıydı.
Çenemi kapalı tutmalıydım.
Tavsiye için Tom'a sormalıydım.
Daha sıkı çalışmalıydın.
Öyle yapmalıydın.
Parayı almalıydım.
Tom daha çok çalışmalıydı.
O, bir aktör olmalıydı.
O, şehirde yaşamaktan hoşlanmıyordu.
O, ilk önce atı beğenmedi.
Ev ödevini bitirmeliydi.
Seni dinlemeliydim.
Tom, Mary'ye ödemeliydi.
Bir şey yapmalıydım.
Tom yeni planı beğenmedi.
Beni uyandırmalıydın.
Tom'u öpmeliydin.
O filmin sonunu sevmedim.
Yatakta kalmam gerekirdi.
Tom'dan hiç hoşlanmadım.
Oturumu kapatmamalıydım.
Beni dinlemeliydin.
Tom'dan hoşlanmadığını düşünmüştüm.
Seni her zaman sevdim, Tom.
Noel'i hiç sevmedim.
Onu söylemeliydim.
Boston'da kalmalıydım.
Fransızca çalışmalıydım.
Partiye gelmeliydin.
Bunu neden sır olarak sakladın?
Hiç kimse ölmemeliydi.
Tom gerçeği söylemeliydi.
O fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
Tom "teşekkür ederim" demeliydi.
Gitmemeliydin.
- Daha fazla çalışmalıydım.
- Daha fazla çalışmam gerekirdi.
O, daha çok çalışmalıydı.
Tom, Mary'den asla hoşlanmadı.
Parayı almalıydım.
Seni öpmemeliydim.
Tom'un tavsiyesini dinlemem gerekirdi.
Hesabı ödememeliydin.
Bebek hakkında ona yalan söylememeliydin.
Erkek kardeşim başından beri onu sevmiyordu.
Onu daha iyi tanımalıydın.
Tom dişçiye dün gitmeliydi.
Ondan hoşlanmadığını açıkladı.
Ondan yardım istemeliydin.
Oraya gitmemeliydim.
Geri gelmemeliydin.
Onu yapmamalıydı.
Daha dikkatli planlamalıydık.
Tom'un hakkında konuşmamızın gerekmediğini düşünüyordum.
Tom'u tehlike ile ilgili uyarmalıydık.
Önce Tom'la konuşmalıydım.
Göz damlamı yanımda getirmeliydim.
İPhone'umu güncellememeliydim.
Kısa kollu giymeliydim.
Daha fazla yiyecek almalıydım.
Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.
Onu yapmamalıydın.
Önce Tom'a sormalıydım.
Fransızcayı daha çok çalışmalıydım.
Onu yazmalıydım.
Tartışmamızdan beri Tom mesafesini korudu.
O filmi izlemeliydin.
Tom'un şimdiye kadar geri dönmesi gerekmiyor mu?
Tom birayı sevmediğini söyledi.
Önceden bana söylemeliydin.