Examples of using "Miestä" in a sentence and their turkish translations:
Kadın adama tahammül etti.
Şu üç adam kim?
Kaç tane adamı öldürdün?
Brown adında bir adamı tanıyor musun?
- Üç adam'ın hepsi gülümsedi.
- Adamların üçü de gülümsedi.
Odada üç adam vardı.
Amacın üzüm yemek olsun, bağcıyı dövmek değil.
İki adam tokalaştı.
Tom yaralı adama yardım etti.
Yaşlı adamı memnun etmek zordur.
İki adam iş ortaklarıydı.
O, ona bir kral gibi davrandı.
Maskeler takan iki adam bankayı soydu.
İki adam suç için birbirlerini suçladı.
O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.
Bu resimdeki adamı gördün mü?
O ona şantaj yapıyor.
Sen hiç bu fotoğraftaki adamı gördün mü?
Burada kalması gereken bir adam arıyorum.
O ne söylerse söylesin o ona inanır.
O, adamı arkasından aşağılamaya başladı.
Tom adında kaç tane erkek biliyorsunuz?
Bir kişiye zengin olduğu için saygı göstermemelisin.
Sadece beni koruyabilecek bir adamı sevebileceğim.
Ölü bir adamı gömmek gibi. Bu yüzden adına Ölü Adam Çapası deniyor.
İyi bir adam bulmak zordur.
Polis, bıçaklı cinayete adı karışan adamı teslim olmaya çağırdı.
Adam bütün yolu yürümek istemedi; bu yüzden otobüse bindi.
- Aklı başında adam yıkılmaz.
- Karakterli insan başarısız olmaz.
Bizim örneğimiz 605 kişilik standart güçte sefer taburu.
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
Bankta oturan iki adam Amerikalıydı.
O onu seviyor.
Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.