Translation of "Paras" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Paras" in a sentence and their turkish translations:

- Minä olen paras.
- Olen paras.

Ben en iyisiyim.

- Olet paras ystäväni.
- Sinä olet paras ystäväni.
- Olet minun paras ystäväni.
- Sinä olet minun paras ystäväni.

- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Sen en iyi arkadaşımsın.

Minä olen paras.

Ben en iyisiyim.

Tämä on paras.

Bu en iyisi.

Mikä on paras?

Hangisi en iyi?

Sinä olet paras.

Sen en iyisisin.

- Wikipedia on internetin paras tietosanakirja.
- Wikipedia on netin paras tietosanakirja.

Vikipedi, İnternet'teki en iyi ansiklopedidir.

Hän on paras ystäväni.

O benim en iyi arkadaşım.

John on paras ystäväni.

John benim en iyi arkadaşımdır.

Nälkä on paras kastike.

İyi bir iştah iyi bir sostur.

Kokemus on paras opettaja.

Deneyim en iyi öğretmendir.

Kosto on paras kosto.

İntikam en iyi intikamdır.

Hyökkäys on paras puolustus.

- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
- En iyi savunma saldırıdır.
- En iyi müdafaa hücumdur.

Mikä on paras ratkaisu?

En iyi çözüm hangisi?

Tomi on paras pelaajamme.

Tom bizim en iyi oyuncumuz.

Mikä on paras arvauksesi?

En iyi tahminin nedir?

Mikä ratkaisu on paras?

Hangi çözüm en iyidir?

- Tomi on paras rumpali, jonka tiedän.
- Tomi on paras rumpali, jonka tunnen.

Tom tanıdığım en iyi baterist.

Sen paras tilaisuus saada ruokaa.

Av indirmek için en iyi şansı.

Mikä on paras reitti eteenpäin?

İlerlemek için en iyi yolumuz ne?

Tunne on paras maan päällä.

Bundan daha müthiş bir duygu yok.

Koira on ihmisen paras ystävä.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

Tää tyyppi on ihan paras.

Bu adam harika.

Se oli elämäni paras päivä.

- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.

Hän on minun paras ystäväni.

O benim en iyi arkadaşım.

Se ei ole paras ratkaisu.

Bu en iyi çözüm değil.

Sinun taitaa olla paras lähteä.

Sanırım gitsen iyi olur.

Tämä on kaupan paras kitara.

Bu, mağazadaki en iyi gitar.

Luulin, että olen paras ystäväsi.

En iyi arkadaşın olduğumu düşündüm.

Paras peili on vanha ystävä.

En iyi ayna, eski bir dosttur.

Tämä on minun paras ystäväni.

Bu benim en iyi arkadaşım.

Mikä on paras tapa matkustaa?

Seyahat etmenin en iyi yolu nedir?

Oma apu on paras apu.

Kendi kendine yardım en iyi yardımdır.

Hyvä omatunto on paras päänalunen.

En yumuşak yastık temiz bir vicdandır.

Wikipedia on internetin paras tietosanakirja.

Vikipedi, İnternet'teki en iyi ansiklopedidir.

Se on maailman paras työ!

Bu, dünyanın en iyi işi!

Tämä on kaupan paras kamera.

Bu, mağazadaki en iyi kamera.

Kati on luokkani paras laulaja.

Kate, benim sınıfımda en iyi şarkıcıdır.

Vuonna 2016 julkaistun tutkimuksen mukaan Saksa on maailman paras maa ja Kanada toiseksi paras.

2016'da yayınlanan bir çalışmaya göre, Almanya dünyadaki en iyi ülkedir ve Kanada ikinci en iyi ülkedir.

Se on paras tapa syleillä elämää.

çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.

Mikä on paras vaihtoehto hankkia ruokaa?

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

Mikä on paras tapa laskeutua kanjoniin -

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin

Marin paras ystävä otti brasilialaisen vahauksen.

Mary'nin en yakın arkadaşı bir Brezilya bikini ağdası aldı.

Nauru on huonon tuulen paras lääke.

Gülmek hırçınlık için en etkili bir panzehirdir.

Talvi on minusta paras vuoden aika.

Kış, en sevdiğim mevsimdir.

Tomi on paras uimari, jonka tunnen.

Tom tanıdığım en iyi yüzücü.

Luulin, että olit Tomin paras ystävä.

Tom'un en iyi arkadaşı olduğunu düşündüm.

Minusta tämä on elokuvan paras osa.

Sanırım bu, filmin en iyi kısmı.

Iker Casillas on maailman paras maalivahti.

Iker Casillas, dünyadaki en iyi kalecidir.

Tom on paras henkilö tähän työhön.

Tom iş için en iyi kişi.

Hän on koulumme paras baseballin pelaaja.

O, okulumuzdaki en iyi beyzbol oyuncusu.

Hän on reilusti luokan paras poika.

O bugüne kadar sınıftaki en iyi çocuktur.

Mikä oli sinusta matkan paras osa?

Yolculuğun en sevdiğin kısmı neydi?

Kumpi on paras reitti päästä kaivoksesta ulos?

peki bu madenden çıkmak için hangi yolu kullanmalıyız?

Se on paras mahdollisuus päästä täältä pois.

Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.

On löydettävä paras reitti edetä kyseiseen suuntaan.

Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.

Paras ase vihollista vastaan on toinen vihollinen.

- Bir düşmana karşı en iyi silah, başka bir düşmandır.
- Düşmana karşı en iyi silah başka düşmandır.

Tom on kiistämättä paras mies siihen hommaan.

Tom, kuşkusuz, iş için en iyi adam.

Tomi oli ylivoimaisesti paras laulaja tänä iltana.

Tom bu gece açık farkla en iyi şarkıcıydı.

Minun mielestäni saksa on maailman paras kieli.

- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- Bence, Almanca dünyadaki en iyi dildir.

Tomin paras ystävä, Mari, täytti juuri kolmekymmentä.

Tom'un en iyi arkadaşı Mary az önce otuz yaşına girdi.

Liikunta on paras tapa päästä eroon stressistä.

Egzersiz stresten kurtulmak için en iyi yoldur.

Ihmisen teot ovat paras tulkki hänen aatteilleen.

İnsanların eylemleri onların düşüncelerinin en iyi yorumlarıdır.

Isäni sanoi aina: ”Oma apu paras apu.”

Babam her zaman kendilerine yardım edenlere Allah yardım eder dedi.

Eli paras mahdollinen hyvä, voi auttaa meitä selviämään.

tür olarak bize yardımcı olabilecek en büyük iyilik.

Se vaatii paljon töitä. Mikä on paras ratkaisu?

Ama bunu yapmak için çok çaba harcamak gerek. Ne yapacağız peki?

Se on paras resurssien, ruoan ja juoman lähde.

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

Mikä on paras tapa pyydystää tämä myrkyllinen matelija?

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Mikä on paras tapa pyydystää tämä myrkyllinen matelija? 

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Mikä on paras tapa yrittää saalistaa aavikkoskorpioni yöllä?

Gece çölde bir akrep yakalamanın en iyi yolu nedir?

Mikä on paras tapa pyydystää tämä myrkyllinen matelija? 

Bu zehirli sürüngeni yakalamanın en iyi yolu nedir?

Mikä on paras tapa pyydystää tämä myrkyllinen matelija?

Bu zehirli sürüngeni yakalamanın en iyi yolu nedir?

Mikä on paras tapa pyydystää tämä myrkyllinen matelija? 

Bu zehirli sürüngeni yakalamak için en iyi seçeneğimiz nedir?

Mielestäsi paras tapa on siis jättää valo päälle,

Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin

Kirkkaat yöt täysikuun aikaan ovat sen paras mahdollisuus.

Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.

Kokeneena se on lauman paras toivo saaliin saamisesta.

Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.

Miksi lähteä, kun hallinnassa on kaupungin paras alue?

Şehrin en iyi bölgesi elindeyken niye gidesin ki?

Mikä on sinun mielestäsi paras tapa oppia englantia?

İngilizce öğrenmenin en iyi yolunun ne olduğunu düşünüyorsun?

Monet sanovat, että Tom on joukkueemme paras pelaaja.

Birçok kişi Tom'un takımımızdaki en iyi oyuncu olduğunu söylüyor.

Minkä luulet olevan paras tapa rauhoittaa tämä konflikti?

- Sizce bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yol nedir?
- Bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Se on paras kalkkuna, jota olen ikinä maistanut.

Şimdiye kadar tattığım en iyi hindi.

Tämä on paras pizza, jota olen koskaan syönyt.

Bu şimdiye kadar yediğim en iyi pizza.