Examples of using "Suuntaan" in a sentence and their turkish translations:
Tamam, bu tarafa gidiyoruz.
Peki hangi yöne doğru gidelim?
Yangın istikametinde koşturduk.
Lütfen buradan yürür müsünüz?
Yanlış döndük.
John istasyon istikametinde yürüyor.
Tamam, o yöne doğru gitmeye devam edeceğiz.
Ne tarafa gidiyorsunuz?
İşler iyiye gidiyor.
İşler daha kötü oldu.
Tom o şekilde gitti.
- Doğru yönde ilerliyoruz.
- Biz doğru yönde hareket ediyoruz.
Doğru yönde gitmiyorsun.
Basınç bu tarafa doğru gidiyor.
O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?
Ülke doğru yönde ilerliyor.
Biz bu yönden gidiyoruz.
Bir dakika öteye bak! Ben çabucak elbiselerimi değiştireceğim.
Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
halatla aşağı inip o yoldan mı gidelim?
Uzun mesafeler yürümem gerekecek, bu tarafa doğru.
Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.
Ne yapacağız? O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?
olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.
Doğru yoldan gittiğimizden emin misin?
Dana'nın bu tarafa gelmesi çok mantıklı olurdu.
Bu karar sizin. Hangi yön bulma metodu bizi doğru tarafa yönlendirecek?
Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm
Olay şu, daha çok davranış iteklendikçe uyumsuzluklar azalıyor.
O taraftaki enkaza ulaşmanın da ne kadar süreceğini bilmiyorum.
Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.
Muhtemelen suya gidiyorlardır ama bu izlerin yönü bu taraf.
o yöne dönmek ve enkazı aramaya devam etmek isterseniz "Tekrar Dene"yi seçin.
Ben Almanca'dan İngilizceye oldukça iyi çevirebilirim ama tersi daha zordur.