Examples of using "Aamulla" in a sentence and their turkish translations:
Sabah görüşürüz.
Sabahleyin konuşalım.
Sabah erken kalk.
Sabah saçımı yıkamam.
Sabah bir uçuş var mı?
Sabah 08:00.
Yarın sabah Londra'ya gidiyorum.
Yarın sabah erken ayrılıyoruz.
Yarın sabah Japonya'dan ayrılacağız.
Hava sabah tazedir.
Bu sabah kalktığın zaman yağmur yağıyor muydu?
Saat sabah dokuzu çeyrek geçiyor.
Sabah saat 6:30
Brezilya'da saat 5.
Lütfen beni yarın sabah yedide ara.
Yarın sabah bir iş görüşmem var.
Sabahları saçlarımı şampuanlamam.
Tom her zaman sabahleyin erken kalkar.
Şimdi güzel bir uyku çekelim ve araştırmamıza sabah devam edelim.
Ben erken kalkmaya alışkın değilim.
Sabahları gazete okuyacak zamanın oluyor mu?
Dün sabah doktorla randevum vardı.
Yarın sabah beni havaalanına götürebilir misin?
Tom Mary'ye sabah erken ayrılmasını tavsiye etti.
Lütfen yarın sabah altıda beni uyandır.
Bu sabah TV izledim.
Lütfen yarın sabah altıda uyan.
Sabah ikiye kadar konuştuk.
Tom bana sabahleyin çalışmaktan hoşlanmadığını söyledi.
Onlar Pazar sabahı kiliseye giderler.
Yarın sabah Boston'u terk ediyoruz.
Tom Mary'nin sabah o kadar erken geleceğini ummamıştı.
Yarın sabah yedide kalk.
Yarın sabah, saat 6:00'da beni uyandır, lütfen.
-Bu sabahı nasıl geçirdiniz? -Çalışarak. Traktörü çalıştırıp otları biçtim. Çok gergindim.
Lütfen yarın sabah altıda beni uyandırmayı ihmal etme.
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Uyumaya git, Tom. Yarın sabah erken uyanmalısın.
Tom Mary'nin sabah sekizde onun bir şişe şarap açmasının çok erken olduğunu düşünüp düşünmediğini merak etti.