Examples of using "Ylös" in a sentence and their turkish translations:
Uyan!
- Yukarı gidelim.
- Üst kata gidelim.
Ayağa kalk!
- Kalk!
- Uyan!
Biz merdivenlerden yukarı çıktık.
Numarayı yazdın mı?
- Ben kalkmıyorum.
- Yerimden kalkmıyorum.
Ben onu not ettim.
Kalkma.
Yataktan kalk.
Tom kalktı.
Bunu yazın.
Yukarı gel, Tom.
Biraz kalkın.
Merdivenden çıktık.
Bütün kızlar yukarı baktı.
Kalk ve dövüş.
O erken kalkıyor.
Tom gökyüzüne baktı.
Tom koltuğundan kalktı.
O, saat yedide kalkar.
Lütfen onu not edebilir misin?
Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.
Bir maymun yüksek bir ağaca tırmanıyor.
O, tabloyu ters çevirdi.
Eller yukarı! Bu bir soygundur.
Uyan, Tom.
Tom, uyan.
Tom 7.00'de kalktı.
Ayağa kalk ve kendini tanıt lütfen.
Tom Mary'ye yardım etmek için gitti.
Tom geç kalktı.
Not defterine not etti.
Bunu yukarı taşımama yardım eder misin?
Parktaki herkes sıcak hava balonuna baktı.
Tom çabucak ağaca tırmandı.
Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.
Halatla tırmanma mı, kaya tırmanışı mı?
Ne düşünüyorsunuz? Zincire mi tırmanalım?
- Merdivenden tırmanırken dikkatli olun.
- Merdivenden yukarı çıkarken dikkatli olun.
Toplantıya katılmak için erkenden kalktı.
O bu yüzden erken kalktı.
Tom Mary'nin merdivenlerden yukarıya çıktığını gördü.
Her zamankinden bir saat daha önce kalktım.
Onu yazmalıydım.
Tom beni yataktan çıkarttı.
O her sabah erken kalkar.
Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.
Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor
- Herkes Henry'ye saygı duyar.
- Herkes Henry'ye hürmet eder.
Sabah erken kalk.
Tom kalktı ve kapıya yöneldi.
Ben yedide kalktım.
Genellikle yedide kalkarım.
Onu unutma ihtimaline karşı ismi not et.
Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.
Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.
Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.
O, başını yukarı aşağı salladı.
O, saat yedide kalkar.
- Çok erken kalkmamalıydık.
- Çok erkenden kalkmamalıydık.
O, bu öğleden sonra ayağa kalkıp hareket edecek.
Tom merdivene tırmandı ve ağaçtan bir elma kopardı.
Tom o kadar erken kalkamayacak.
Unutmamak için onların adını yazdı.
Lütfen söyleyeceklerimi not et.
Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.
Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.
Peter kalktığında, Jean zaten evden ayrılmıştı.
Eğer herhangi bir sorun varsa sağ elini kaldır.
Tom uyanık mı?
Birdenbire ayağa kalktı, çok solgundu ve gözlerinde tuhaf bir ışık vardı.
Yol dik yamaca doğru zikzak çiziyordu.
Onlar üst kata çıktı.
Yeni klimayı kaldırmak ve onu çatıya koymak için bir vinç kiraladık.
Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.
Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.
Tom her sabah saat altıda kalkar.
Bunu benim için ikinci kata kadar taşır mısın?
Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.
Mark biraz dinlendikten sonra kalkar, yıkanır, giyinir ve dışarı çıkmak için hazırlanır.