Examples of using "Nähdään" in a sentence and their turkish translations:
- Sonra görüşürüz!
- Görüşmek üzere!
- Görüşürüz.
- Bay bay.
- Yakında görüşürüz!
- Görüşürüz.
Görüşürüz!
- Hoşça kalın.
- Güle güle.
Salonda görüşürüz.
Görüşürüz.
Yarın okulda görüşürüz.
Yarın kütüphanede görüşürüz.
Yakında görüşürüz!
- Yarın görüşürüz.
- Yarın görüşeceğiz.
Hafta sonunda görüşürüz.
Sabah görüşürüz.
Öğle yemeğinde görüşürüz.
Bu gece görüşürüz.
Görüşürüz.
Noel'de görüşürüz.
Trende görüşürüz.
İki gün içinde görüşürüz.
Hazır, yerinde, görüşürüz!
Seni yarın okulda göreceğim.
Döndüğümde görüşürüz.
Yarın işte görüşürüz.
2.30'da görüşürüz çocuklar.
Yarına kadar.
Yarın yedide görüşürüz.
Yarın kilisede görüşürüz.
Yakında görüşürüz umarım.
Haftaya görüşürüz.
- Dersten çıkınca görüşürüz.
- Dersten sonra görüşürüz.
Görüşürüz, Tom.
Bir saat içinde görüşürüz.
Bir ay içine görüşürüz.
Tiyatronun önünde buluşalım.
- Gelecek çarşamba görüşürüz.
- Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.
Birkaç gün içinde seni göreceğim.
Görüşürüz.
Masi Sadaiyan korkusuz bir savaşçı olarak görülüyor.
Bugün, gergedan boynuzu zenginlerin statü sembolü olarak görülüyor.
Ağırlığınızı ona bıraktığınız an.
Gelecek hafta görüşürüz.
Seni restoranda göreceğim.
Öğle yemeğinden sonra görüşürüz.
Çizgi roman okuma genellikle çocukların eğlencesi olarak görülüyor.
Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.
İyi geceler Tatoeba. Yarın görüşürüz.
Eğer aynı hattan geri dönersek, bu hattın en kısa rota olmadığını görürsünüz.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
Tamam. Biz saat beşte buluşacağız.