Examples of using "äänestää" in a sentence and their turkish translations:
Oy vermek göreviniz.
Sen oy vermelisin.
Oy vermeyi unutma.
Siz arkadaşlar Tom Jackson'a oy verecek misiniz?
Sadece oy vermeye gideceğini söylemen yetmez. Oy vermen gerekir.
Yasa oy vermek için 18 yaşında olmanı gerektiriyor.
Porto Rikolular ABD vatandaşıdırlar ama federal seçimlerde oy kullanamazlar.