Examples of using "Volatile" in a sentence and their turkish translations:
Durum değişken görünüyor.
Bu geçici bir durum.
Bu gerçekten uçucu.
Bu uçucu bir gazdır.
Pazar çok istikrarsız.
Durum son derece geçici.
Jeopolitik durum çok değişkendir.
Şu anki jeopolitik durum çok oynaktır.
Uluslararası ilişkilerdeki oynaklık petrol fiyatlarını yukarıda tutuyor.
Onun, kız kardeşiyle çok oynak bir ilişkisi vardı.
- Sami, Leyla'yı hayli oynak bir kişi olarak tanımladı.
- Sami, Leyla'yı hayli dengesiz biri olarak tanımlıyordu.
Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.