Translation of "Visual" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Visual" in a sentence and their turkish translations:

I'm really visual.

Ben gerçekten görselim.

Give me a visual.

Bana bir görsel ver.

I have a visual.

Benim bir görselim var.

I'm a visual person.

Ben görsel bir insanım.

Visual learners are often helped by visual representations in their own notes.

Görsel öğrenenler kendi notlarında genellikle görsel temsillerden yardım görürler.

To get that visual understanding.

bunu anlamalarına izin vermeliydim.

JC: Yeah, so everything visual

JC: Evet, yani her görsel

She's also a visual artist.

O da bir görsel sanatçı.

Tom is a visual thinker.

Tom bir görsel düşünür.

Sign languages are visual language.

İşaret dilleri görsel dildir.

It's less visual and more holistic;

Görsel olmaktan çok bütünsel;

I'm losing visual contact with you.

Seninle görsel teması kaybediyorum.

Few languages have audio-visual isomorphism.

Çok az sayıda dilin görsel-işitsel izomorfizmi var.

I'm afraid my visual field has narrowed.

Maalesef görüş alanım daraldı.

I can write programs in Visual Basic.

Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.

I've got a visual on a hostile.

Düşmanı görüyorum.

Be better able to access the visual world.

yardım eden teknolojiye evriliyor.

I'm a visual thinker. I see my thoughts.

Görsel düşünürüm, düşüncelerimi görebiliyorum.

When is a visual cliché good or bad?

Görsel bir klişe ne zaman iyi veya kötü?

There were still no visual signs of spring.

İlkbahar için hala hiçbir görsel belirti yoktu.

The production has visual appeal for the audience.

Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

Now it turns into a kind of visual war

artık bir nevi görsel savaşa dönüşüyor bu iş

I don't know what that "visual memory" is about.

Bu "görsel belleğin" ne hakkında olduğunu bilmiyorum.

That’s what we’re looking at in today’s Visual Politik video!

İşte bu bugünkü VisualPolitik videsunda buna bakacağız!

And this is the part that has the sharpest visual acuity,

ve bu bölüm en net görüş keskinliğine sahip.

I will start with a cheap visual stunt to grab your attention,

Dikkatinizi çekmek ve yaptığımın zihinsel bir içerikten

"And then we had growing visual evidence. We're looking at satellite images."

“Sonra görsel kanıtlar büyüttük. Uydu görüntülerine bakıyoruz.”

- I'm afraid my visual field has narrowed.
- It seems my field of vision is not as wide as it used to be.

Görüş alanım eskisi kadar geniş değil gibi görünüyor.