Translation of "Utterly" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Utterly" in a sentence and their turkish translations:

He felt utterly humiliated.

O, tamamen aşağılanmış hissetti.

He was utterly perplexed.

O son derece şaşırmıştı.

Tom was utterly disappointed.

Tom son derece hayal kırıklığına uğradı.

Tom is utterly disorientated.

Tom'un tamamen kafası karışmış.

Tom looks utterly confused.

Tom son derece şaşırmış görünüyor.

This is utterly insane.

Bu düpedüz deli.

Tom remained utterly calm.

Tom tamamen sakin kaldı.

Tom felt utterly humiliated.

Tom kendini tamamen aşağılanmış hissetti.

This is utterly ridiculous.

Bu düpedüz gülünç.

Tom was utterly humiliated.

Tom tamamen aşağılanmıştı.

Tom looked utterly disappointed.

Tom tamamen hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Tom was utterly confused.

Tom'un tamamen kafası karışıktı.

He is utterly insane.

O tamamen deli.

Tom felt utterly overwhelmed.

Tom kendini tamamen bunalmış hissetti.

I felt utterly overwhelmed.

Kendimi tamamen bunalmış hissediyordum.

I felt utterly humiliated.

Kendimi tamamen aşağılanmış hissettim.

And you feel utterly defeated.

ve tamamen mağlup hissediyorsunuz.

The report is utterly false.

Rapor tamamen yanlış.

The rule is utterly inflexible.

Kural tamamen serttir.

I utterly despise formal writing!

Resmi yazıyı tamamen küçümsüyorum.

I'm utterly convinced of it.

Buna tamamen ikna oldum.

Fadil's crime was utterly terrific.

Fadıl'ın suçu son derece korkunçtu.

- Tom said he was utterly exhausted.
- Tom said that he was utterly exhausted.

Tom tamamen bitkin olduğunu söyledi.

- That's completely ridiculous.
- It's utterly ridiculous.

Bu tamamen saçma.

- I'm utterly sorry!
- I'm terribly sorry!

Son derece üzgünüm!

This utterly discredits him as a scientist.

Bu onu bir bilim adamı olarak tamamen gözden düşürüyor.

I'm utterly speechless. Need I say more?

Tam anlamıyla söyleyecek bir söz bulamıyorum. Daha bir şey dememe gerek var mı?

- This is extremely ingenious.
- This is utterly ingenious.

Bu son derece ustaca yapılmış.

- Tom was utterly humiliated.
- Tom was completely humiliated.

Tom tamamen aşağılanmıştı.

- Tom was totally confused.
- Tom was utterly confused.

Tom'un tamamen kafası karışıktı.

- This is total nonsense.
- This is utterly balderdash.

Bu tamamen saçmalık.

The shy boy was utterly embarrassed in her presence.

Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.

Some believe that spirituality is utterly different from religiosity.

Bazıları ruhaniliğin sofuluktan tamamen farklı olduğuna inanıyor.

To be utterly accepted thus by a wild, free animal

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

I felt utterly out of place among those sophisticated people.

O sofistike insanlar arasında kendimi tamamen rahatsız hissettim.

It is utterly impossible to finish the work within a month.

- İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
- Bir ay içinde işi bitirmek tamamen imkansız.

Tom is utterly obsessed with food. No wonder Mary dumped him!

Tom tamamen yiyeceklere saplantılı. Mary'nin onu terk ettiğine şaşmamalı.

The nineties generation in tennis has been utterly useless so far, exasperated fans say.

Teniste doksanlı nesil şimdiye kadar son derece başarısız oldu, kızgın hayranlar söylüyor.

Militarily speaking, Gaza is utterly defenseless. That's why the IDF chooses this area to flex its muscles.

Askerî anlamda Gazze tamamen savunmasız. İsrail ordusunun güç gösterisi yapmak için bu bölgeyi seçmesinin sebebi bu.

- Utterly different from Tom was his friend John, who was kind and benevolent.
- Completely different from Tom was his boyfriend John, who was amicable and philanthropic.

Tom erkek arkadaşı John'dan tamamen farklıydı, o dostane ve hayırseverdi.

When I went to bed on the evening of November 27, I picked up my blind cat and said to her, "You and me, we're alone in this world." But two days later, my blind cat died, and I've remained completely and utterly alone.

- 27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.
- 27 Kasım akşamı yatmaya gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona "Sen ve ben bu dünyada yalnız kaldık." dedim. Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve ben yapayalnız kaldım.