Translation of "Waits" in Turkish

Tom waits for Mary.

Tom, Mary'yi bekliyor.

Someone waits for me.

Birisi benim için bekliyor.

Nobody waits for me.

Kimse beni beklemiyor.

- Tom hardly ever waits for anyone.
- Tom hardly ever waits for anybody.

Tom kolay kolay kimseyi beklemez.

Time waits for no one.

- Zaman kimseyi beklemez.
- Zaman hiç kimse için beklemez.

Opportunity waits for no one.

Fırsat hiç kimseyi beklemez.

Time waits and time forgets.

Zaman bekler ve zaman unutur.

Tom usually waits for me.

Tom genellikle beni bekliyor.

And then she waits and hides.

O da bekledi ve saklandı.

She waits tables for a living.

Geçinmek için garsonluk yapıyor.

Everything comes to him who waits.

Bekleyen derviş muradına ermiş.

Then, he settles in and waits for reinforcements.

Ve, burada konuşlanıp gelecek destek için bekliyor.

The violinist waits for the signal to play.

Kemancı, çalmak için sinyali bekler.

Tom always waits until the last minute to do anything.

Tom bir şey yapmak için hep son dakikayı bekler.

Tom frequently waits until the last minute to pay his bills.

Tom faturasını ödemek için sıkı sık son dakikaya kadar bekler.

- Everything comes to those who wait.
- Everything comes to him who waits.

Sabreden derviş muradına ermiş.

Saladin waits for the heat to rise and to see what the Christians will do.

Saladin, ısının yükselmesini ve Hıristiyanların ne yapacaklarını görün.

- All good things come to he who waits.
- All good things come to those who wait.

Sabreden derviş muradına ermiş.

He waits until most of the Roman cavalry is fully commited and then sends his Numidians on a flanking maneuver.

Romalı süvarilerin çoğunun zaferden yana kararlı olmasını bekledikten sonra Numidyalı hafif süvarileri kanatlardan sarmaya gönderdi.

- Everything comes to those who wait.
- All things come to those who wait.
- All good things come to he who waits.

Sabreden derviş muradına ermiş.

- Tom is waiting for Mary.
- Tom is expecting Mary.
- Tom has been waiting for Mary.
- Tom has been expecting Mary.
- Tom waits for Mary.

Tom, Mary'yi bekliyor.