Examples of using "Thumb" in a sentence and their turkish translations:
Başparmak altında.
Tom parmağını emiyor.
Büyükannem bağ-bahçe işlerinden anlar.
Başparmak altında.
Tom başparmak güreş yarışmasını kazandı.
O, onun kontrolü altında.
O, ona istediğini yaptırır.
Tom'un başparmağının altında Mary var.
Sami hala baş parmağını emiyordu.
Baş parmağıma iğne batırdım.
- Tom sap gibi ortadaydı.
- Tom kabak gibi ortadaydı.
O yama gibi duruyor.
O rahatsız edecek kadar dikkat çekiyor.
- O yırtık dondan çıkmış gibi duruyor.
- O göze batıyor.
Eldivenin parmağında bir delik var.
- O, kazara çekiçle parmağına vurdu.
- Kazara çekiçle başparmağına vurdu.
Tom kazara bir çekiçle parmağına vurdu.
Sen bitki yetiştirmekten anlıyorsun gibi görünüyor.
Tom üç yaşına kadar baş parmağını emdi.
Yeni ekonomi, yalnızca beş kural öneriyor.
Tom flash belleğindeki tüm dosyaları sildi.
Tom kazara USB'sini çöpe attı.
O, başparmak ve işaret parmağıyla kelebeği yakaladı.
Başparmak insan elinin seçkin bir parçasıdır.
Tom baş ve ilk parmağı arasında bir sivrisinek yakaladı.
Pratik olarak, her iki konuk için bir kilo sığır eti planlamalısınız.
Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.
Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.