Translation of "Thirties" in Turkish

0.102 sec.

Examples of using "Thirties" in a sentence and their turkish translations:

Tom was in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarındaydı.

Tom is in his thirties.

Tom otuzunda.

Tom died in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.

He is in his early thirties.

O, otuzlu yaşların başlarındadır.

Tom is in his mid-thirties.

- Tom otuzlu yaşlarının ortalarında.
- Tom otuzlu yaşlarının ortasındadır.

Tom was in his late thirties.

Tom otuzlu yaşların sonundaydı.

Tom was in his early thirties.

Tom otuzlu yaşların başındaydı.

Tom is in his late thirties.

- Tom otuzlu yaşların sonlarında.
- Tom otuzlu yaşlarının sonunda.

Tom is in his early thirties.

Tom otuzlu yaşların başlarında.

Tom must be in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarında olmalı.

They're in their thirties, aren't they?

Otuzlarındalar, değil mi?

Tom is still in his thirties.

Tom hâlâ otuzlarında.

He was in his late thirties.

Otuzlarının sonlarındaydı.

He was in his early thirties.

Otuzlarının başlarındaydı.

Tom got married in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarında evlendi.

- Tom and Mary are both in their thirties.
- Both Tom and Mary are in their thirties.

Hem Tom hem de Mary otuzlu yaşlarındalar.

- Tom's thirtyish.
- Tom is in his thirties.

- Tom yaklaşık otuz yaşında.
- Tom otuz yaşına yakın.

Tom must still be in his thirties.

Tom hâlâ otuzlarında olmalı.

I was in my thirties back then.

O zamanlar otuz yaşlarındaydım.

Tom is in his thirties, isn't he?

Tom otuzlu yaşlarında, değil mi?

Tom is probably in his mid-thirties.

Tom muhtemelen otuzlu yaşların ortasında.

- Both Tom and Mary are in their early thirties.
- Tom and Mary are both in their early thirties.

Tom ve Mary ikisi de otuzlu yaşlarının başında.

Tom started going bald in his early thirties.

Tom otuzların başında kel olmaya başladı.

Tom looks like he's in his mid-thirties.

Tom otuzlu yaşların ortasında gibi görünüyor.

This is the driest June since the Thirties.

Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.

Tom appeared to be in his early thirties.

Tom otuzlu yaşların başlarında gibi görünüyordu.

I was in my thirties at that time.

O zamanlar otuzlu yaşlardaydım.

Tom is a handsome man, apparently in his thirties.

Tom görünüşte otuz yaşlarında yakışıklı bir adam.

Tom became a professional dancer in his early thirties.

Tom otuzlu yaşlarının başında profesyonel bir dansçı oldu.

The suspect is a man in his late thirties.

Şüpheli otuzlu yaşlarında bir adamdır.

Tom said that Mary was still in her thirties.

Tom, Mary'nin hâlâ otuzlu yaşlarında olduğunu söyledi.

Mary is a very attractive woman in her early thirties.

Mary otuz yaşlarının başında çok çekici bir kadın.

Tom looked like he was somewhere in his late thirties.

Tom otuzlu yaşların sonlarında bir yerde görünüyordu.

I was a spy when I was in my thirties.

Ben otuzlu yaşlarımdayken bir casustum.

When I moved to Boston, I was still in my thirties.

Boston'a taşındığımda hâlâ otuz yaşlarındaydım.

Tom doesn't want to get married until he's in his thirties.

Ton otuzlu yaşlarına kadar evlenmek istemiyor.

She is in her thirties, but looks old for her age.

O otuzlu yaşlarında, ama yaşına göre yaşlı görünüyor.

Tom spent some time in jail when he was in his thirties.

- Tom otuzlu yaşlarındayken bir süre hapiste yattı.
- Tom otuzlarındayken hapiste biraz zaman geçirdi.

Tom didn't learn to speak French until he was in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarına kadar Fransızca konuşmayı öğrenmedi.

Tom didn't learn how to swim until he was in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarına kadar nasıl yüzeceğini öğrenmedi.

The so called “Glory thirties”. In this 3 decades, the average wage tripled and those

Fransa 'Şanlı Otuzlar' denilen döneme girdi. Bu dönemde ortalama maaş üç katına çıktı ve hükümetin

- I'm a thirty-year-old unmarried woman.
- I'm a stupid old maid in my thirties.

Ben otuzlu yaşlarda aptal yaşlı bir hizmetçiyim.

She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.

- Otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
- O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.

Even though Tom and Mary went to the same high school, they never talked to each other until they were both in their thirties.

Tom ve Mary aynı liseye gittiyse de, ikisi de otuzlu yaşlarına gelene kadar birbirleriyle konuşmadılar.