Translation of "Supplies" in Turkish

0.083 sec.

Examples of using "Supplies" in a sentence and their turkish translations:

Supplies were cheap.

Erzak falan ucuzdu.

I need supplies.

Malzamelere ihtiyacım var.

I've brought supplies.

Malzeme getirdim.

We need supplies.

Bizim gereçlere ihtiyacımız var.

- I'm going to need some supplies.
- I'll need some supplies.

Bazı malzemelere ihtiyacım olacak.

I need more supplies.

Biraz daha malzemeye ihtiyacım var.

We need medical supplies.

Tıbbi malzemeye ihtiyacımız var.

I'll need some supplies.

Bazı malzemelere ihtiyacım olacak.

They brought medical supplies.

Onlar tıbbi malzeme getirdiler.

Bring your own supplies.

Kendi malzemelerinizi getirin.

Tom bought some supplies.

Tom bazı malzemeler satın aldı.

Supplies were very low.

Malzemeler çok yetersizdi.

Supplies were no problem.

Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.

Their supplies were low.

Onların malzemeleri yetersizdi.

People fought over supplies.

İnsanlar malzemeler için savaştı.

Tom is buying supplies.

Tom malzemeler alıyor.

There are abundant food supplies.

Bol gıda malzemeleri var.

Tom needed some fresh supplies.

Tom'un biraz taze yiyeceklere ihtiyacı vardı.

I need some new supplies.

Bazı yeni malzemelere ihtiyacım var.

I'm here to buy supplies.

Malzeme almaya geldim.

Medical supplies are running out.

Tıbbi malzemeler tükeniyor.

Our supplies are running out.

Bizim kaynaklarımız tükeniyor.

All the supplies ran out.

Tüm malzemeler tükendi.

Our supplies won't last forever.

Bizim erzak sonsuza dek sürmeyecek.

They burned the captured supplies.

Yakalanan malzemeleri yaktılar.

These supplies became extremely valuable.

Bu malzemeler son derece değerli oldu.

Our water supplies are dwindling.

Bizim su imkanlarımız tükeniyor.

- Supplies cannot keep up with the demand.
- Supplies can't keep up with the demand.

Tedarikçi firma talebe yetişemiyor.

We were already short on supplies.

...erzaklarımız çoktan azalmıştı.

Supplies of oil are not infinite.

Petrol arzı sınırsız değildir.

The cow supplies us with milk.

İnek bize süt sağlamaktadır.

Where would you like your supplies?

Malzemelerinizi nerede istersiniz?

The supplies will give out soon.

Kaynaklar yakında bitecek.

Have you checked our supplies recently?

Son zamanlarda bizim malzemeleri kontrol ettiniz mi?

They drove wagons and carried supplies.

Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.

Grant was not worried about supplies.

Grant, malzemeler konusunda endişeli değildi.

Tom went downtown to buy supplies.

Tom gereçler almak için şehir merkezine gitti.

Tom is shopping for school supplies.

Tom okul malzemeleri için alışveriş yapıyor.

This school supplies students with textbooks.

Bu okul öğrencilere ders kitabı imkanı sağlıyor.

- There is an urgent need for medical supplies.
- There's an urgent need for medical supplies.

Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç var.

Probably some of the old miners' supplies.

Muhtemelen eski madenci aletleri.

Our food supplies will last till April.

Gıda malzemelerimiz nisana kadar devam edecek.

The school supplies the students with books.

Okul, öğrencilere kitap sağlar.

The supplies are beginning to give out.

Kaynaklar tükenmeye başlıyor.

Computer supplies are very expensive in Japan.

Japonya'da bilgisayar malzemeleri çok pahalıdır.

They soon used up their food supplies.

Kısa sürede yiyecek stoklarını tükettiler.

The river supplies the city with electricity.

Nehir şehre elektrik sağlıyor.

This lake supplies our city with water.

Bu göl kentimize su sağlamaktadır.

We need to get some medical supplies.

Biraz tıbbi erzaklar almalıyız.

I need to buy some school supplies.

Bazı okul malzemeleri almalıyım.

This school supplies textbooks to its students.

Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.

The lake supplies the city with water.

Göl, şehre su sağlar.

The southern army needed men and supplies.

Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.

The price of these supplies quickly increased.

Bu malzemelerin fiyatı hızla arttı.

These companies needed equipment and other supplies.

Bu şirketlerin, ekipmana ve diğer malzemelere ihtiyacı vardı.

Britain faced dangerously low supplies of food.

İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.

Our supplies won't last very much longer.

Malzemelerimiz çok daha uzun yetmeyecek.

Despite the cold, their food supplies haven't frozen.

Soğuğa rağmen yiyecek stokları donmamış.

Relief supplies were raced to the disaster area.

Yardım malzemeleri felaket bölgesine hızla ulaştırılmıştır.

The river supplies cities and villages with water.

Nehir şehirlere ve köylere su sağlar.

Let's get those supplies loaded on the truck.

Bu malzemeleri kamyona yükletelim.

Tom went into town to buy some supplies.

Tom bazı malzemeleri satın almak için kasabaya gitti.

I need to go pick up some supplies.

Bazı malzemeleri almaya gitmeliyim.

I gave Tom money to buy art supplies.

Sanat malzemeleri satın alması için Tom'a para verdim.

Why don't you go and buy some supplies?

Neden gidip bazı erzaklar almıyorsun?

We have enough supplies to last three months.

Bizim üç ay yetecek kadar yeterli malzememiz var.

This dam supplies us with water and electricity.

Bu baraj su ve elektrik ihtiyacımızı karşılar.

They needed money to pay for the supplies.

Malzemelere ödemek için paraya ihtiyaçları vardı.

Food supplies at the fort were very low.

Kaledeki yiyecek malzemeleri çok yetersizdi.

Canadian officials weighed the supplies of each man.

Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.

The transport of Ottoman supplies and troops from Anatolia,

Osmanlı erzak ve birliklerinin Anadolu'dan gelmesini önlemek için orada kalacaktı.

The food supplies will not hold out till then.

Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.

I'm going to town for flour and other supplies.

Un ve diğer malzemeler için kente gidiyorum.

Tom spent over three hundred dollars on art supplies.

Tom sanat malzemelerine üç yüz doların üzerinde harcadı.

Teachers often buy school supplies with their own money.

Öğretmenler çoğunlukla kendi paralarıyla okul malzemeleri alırlar.

Where would you like us to put these supplies?

Bu malzemeleri nereye koymamızı istersiniz?

They had been without supplies for almost a month.

Onlar neredeyse bir aydır malzemeden yoksun.

They had to buy their supplies in New York.

Malzemelerini New York'ta almak zorunda kaldılar.

Without supplies, his army could not fight very long.

Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı.

The Red Cross constantly supplies food to the disaster areas.

Kızıl Haç afet bölgelerine sürekli olarak gıda sağlar.

It had been very costly in lives, money, and supplies.

Bu, yaşam, para, ve malzemelerde çok pahalıya mal olmuştu.

We had to lessen the impact of the erratic supplies.

Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık.

Sami works for a company that sells interior decoration supplies.

Sami, iç dekorasyon malzemeleri satan bir firma için çalışıyor.

His army also has limited supplies and has to keep moving.

Ayrıca ordusunun erzakları kısıtlı ve sürekli hareket halinde olmalı.

He enforced discipline, and made sure requisitioned supplies were paid for.

Disiplini uyguladı ve talep edilen malzemelerin ödenmesini sağladı.

Downstream, Venetian and Genoese ships appeared with additional men and supplies,

Nehir yakınında, Venedik ve Ceneviz gemileri ek insan gücü ve yedeklerle durdu

The Red Cross dispensed food and medical supplies to the victims.

Kızıl Haç kurbanlara yiyecek ve tıbbi malzemeler dağıttı.

They loaded the trucks with emergency supplies for the earthquake victims.

Onlar kamyonu deprem mağdurları için acil yardım malzemeleri ile yükledi.

Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.

Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.

Unfortunately, the food supplies ran out before the end of winter.

Ne yazık ki, gıda malzemeleri kış bitmeden önce tükendi.

Tom doesn't know if he has enough money to buy school supplies.

Tom okul malzemelerini almak için yeterli parasının olup olmadığını bilmiyor.

So how far? What happens when the supplies in the house are over?

Peki nereye kadar? Evdeki erzak bitince ne olacak?

Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.

Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.

But a spacecraft large enough to carry all the necessary supplies, equipment and fuel

Ancak yolculuk için gerekli tüm malzemeleri, ekipmanı ve yakıtı taşıyacak kadar büyük bir uzay aracının